Çin’in Vuhan kentinden başlayarak tüm dünyayı kasıp kavuran korona virüs salgını yaklaşık iki yılı aşkın bir süreden bu yana hayatımızı olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Bu süreçte tüm dünya ekonomileri salgından olumsuz şekilde etkilendi. Kapanan işyerleri nedeniyle oluşan vergi kayıpları, işsizliğin artması, verilen devlet destekleri, esnafa sağlanan krediler, sosyal yardım kurumlarının yardım faaliyetleri, ülkelerde oluşan enflasyon ve en önemlisi yaşanan can kayıpları salgının bazı olumsuz yaşattıklarıdır.

Dünyadaki Covid-19 vaka ve ölüm sayılarına ilişkin verileri toplayan Worldometers sitesine göre, salgında dünya genelinde toplam 283 milyon 243 bin 519 vaka tespit edildi. Toplam vefat sayısı ise 5 milyon 431 bin 629 oldu. Dünyada en fazla günlük ölüm sayısı 27 Ocak 2021 tarihinde 17 bin 540 kişinin hayatını kaybetmesi ile kayıtlara geçti. En yüksek günlük vaka sayısına ise, 23 Aralık 2021’de 1 milyon 5 bin 692 vaka ile ulaşıldı. Salgının başından bu yana en çok can kaybının yaşandığı ülkeler sırasıyla ABD, Brezilya, Hindistan, Rusya, Meksika, Peru, Birleşik Krallık, Endonezya, İtalya ve İran oldu.

Ülkemizde ise ilk korona virüs vakası 11 Mart 2020 tarihinden 29 Aralık 2021 tarihine kadar 9 milyon 365 bin pozitif vaka tespit edilmiş ve 81917 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Türkiye’de 2021 yılı sonuna kadar 129 milyon 332 bin 845 doz covid aşısı uygulanmıştır.

Bu arada toplu taşıma, uçak otobüs seyahati, kapalı alanlarda ve okullarda PCR testi kuralı işlemekteydi. Sağlık bakanlığının 15 Ocak 2022 tarihli kararı gereği semptom göstermedikçe PCR zorunluluğu kaldırıldı ama alınan bu karar bazı sağlık mensupları tarafından olumsuzlukla karşılandı. Ülkemizde vaka sayıları 65-70 binlere dayandığı günlük ölüm sayılarının da 150-200 bin rakamına geldiği bu günlerde önlemlerin daha da sıkılaştırılması beklenirken test yasağı neden kaldırıldı bilemiyoruz. Bazı Avrupa ilkelerinde kapanma ve diğer yasaklar tekrar konulmaya başladı. Yerli aşımız turkovac da uygulanmaya başlamıştı.PCR test yasağının bazı istisnaları da bulunuyor.65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlar yasak dışında bırakıldı.

Bir taraftan da vatandaşları aşı olması için tavsiyeler devam ediyor ama yasaklar kalkınca insanlar nasıl ikna edilecek ve alınması gereken önlemler daha da gevşeyecek.

Gelen tepkiler üzerine olsa gerek alınan karar 24 saat sonra düzeltilerek uçak yolculuklarında PCR testi uygulamasına devam edilmesi benimsendi. Şimdi alınan bu kararı irdeleyelim;

Uçak yolculuklarında PCR testi istenirken otobüs, tren, vapur seyahatlerinde PCR testi uygulaması kaldırılmış bulunuyor. Şöyle bir düşünecek olursak uçak, otobüs, tren yolcu sayısı oranları nedir. Tabii ki bunlardan en az kullanılanı havayolu olacaktır sebebi ise yüksek rakam ödenmesi. Kaldı ki uçak yolculuğu 1 saat 1,5 saat arasındadır. Hâlbuki otobüs yolculuğu 8-15 saat arasında ortalama bir süreçtir. Bu kuralın kaldırılmasında mantık olmadığı söylenebilir.

Korona virüsün en çok yayıldığı şehirler arasında İstanbul en başta gelen ilimiz. Risk haritasına bakılırsa her yer kıpkırmızı gözüküyor. Omicron varyantının ortaya çıkmasından sonra vaka sayılarında iki kat artmış gözlemleniyor. Koşullar böyle olduğu halde kurallar sıkılaştırma yerine gevşetiliyor. Demek ki sürü bağışıklığı planı ön plana çıkıyor. Öte yandan hastanelerin yoğun bakımları %80 oranında dolu iken test yapmak için hastanelerimizde uzun test sıraları oluşurken bu karar nasıl alındı bilemiyorum. Test, bildiğiniz gibi devlet hastanelerinde ücretsiz, özel hastanelerde ise 250 TL ödenerek yapılıyor. Sağlık bakanlığı özel hastaneleri de bedava yaparak halkın eziyet çekmesini önleyebilir.

Olayın ekonomi tarafına gelecek olursak geçtiğimiz dönemde yaşadıklarımızı tekrarlamaya gerek yok. Öncelikle kendi bütçemiz olmak üzere devlet bütçesini ne kadar olumsuz yönde etkilediğini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla tedbirleri elden bırakmamalıyız.

Toplum sağlığı açısından bazı kuralların uygulamadan kalkmış olması vatandaşlar arasında da bir gevşemeye yol açacaktır. Sosyal mesafe, maske kullanımı temizlik kuralları milletimizde bir bıkkınlık kavramı oluşturduğundan halk bunlardan kolayca vazgeçebilir. Gerçeği söylemek gerekirse hakikaten korona virüs önlemlerinden bıkmış durumdayız. Hatta bazı vatandaşlar “ne olursa olsun veya kovid olsak da kurtulsak” şeklinde kendilerine çözüm arayışındalar.

Aşı konusunda ise toplum içinde aşı karşıtı kimseler mevcut ve bu kadar olaya rağmen hala kararlarından vazgeçmiyorlar. Bunun için şehrin belirli yerlerinde merkezler kurarak hızlı bir şekilde toplumun her kesimine uygulama yapılmalıdır. Ülkemizde ve tüm dünyada bilim insanları tarafından aşının önemi yazılı ve görsel basında yerini almaktadır.

Kovid 19 hastalığının bir özelliği de griple hemen hemen aynı semptomları göstermesidir. Tabii ki bizler doktor olmadığımız için bunu anlayamayabiliriz. Böyle bir durumda hemen test yaptırmamız gereklidir.

Sağlıklı, mutlu günler diler, saygılar sunarım.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist