Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün güzel ve anlamlı sözlerinden biri ile başlayalım. “Gençler Cumhuriyeti biz kurduk sizler yaşatacaksınız.” Ne kadar değerli ve anlamlı bir söz.

Yukarıdaki Atatürk’ün sözünden de anlaşılacağı üzere ülkemiz gençlerine büyük sorumluluklar ve görevler düşmektedir. Gençlerin bu verilen görev ve sorumluluğu gerçekleştirebilmesi için ise çok iyi yetişmeleri, çok iyi tahsil almaları, bilim konusunda çok iyi eğitim almalarına bağlıdır. Dolayısıyla özellikle kız çocuklarımız başta olmak üzere tüm gençlerimiz eğitim ve öğrenimden geri kalmamalı ve kendilerini vatanımıza en iyi hizmet edebilecek şekilde yetiştirmeleri gerekir.

2022 -2023 yılı eğitim ve öğrenime başladığımız ve içinde bulunduğumuz süreçte ekonomik açıdan bazı problemler yaşamaktayız. Yaşadığımız bu ekonomik koşulların olumsuzluğu maalesef eğitim hayatına da yansımaktadır. Özellikle büyük kentlerimizde ekonomik zorluklar aile bütçelerini olumsuz etkilemektedir.

Konuya İstanbul’dan başlayacak olursak ana okulu fiyatları yıllık 60,000 TL’nin üzerindedir. Çalışan anne ve babalar çocuklarını bakıcıya bırakmaktansa ana okuluna göndermeyi tercih ettiklerinden maddi imkânı olan veliler ancak okula gönderebilmektedir. Ödenecek para sadece okul ücreti ile sınırlı değildir ve okullar muhtemelen anlaşmalı olduğu kitabevlerine velileri yönlendirmektedir. Gönderilen yerlerde ise fiyatlar astronomik seviyede yüksektir.

Sadece ana okulunda değil, ilk ve orta dereceli okullarda da durum farklı değildir. Veliler çocukları okul çağına geldiği zaman ister istemez kendilerini bir okul yarışının içinde bulmaktadır. Bu yarış bir bakıma olumlu sonuçlar verebilir. Çünkü her anne baba çocuklarının en iyi okullarda okumasını en başarılı olmasını gönülden arzu ederler ve bunun için maddi manevi ellerinden geleni yapmaya gayret ederler.

Okul masrafları genel olarak kırtasiye malzemelerinde fiyat artışı %30-70 aralığında olduğu söyleniyor. Türkiye esnaf ve sanatkârlar konfederasyonu başkanı Bendevi Palandöken, ana okulu, ilk ve orta dereceli okullarda yaklaşık 18 milyon, üniversitelerimizde ise 8 milyon öğrencimiz bulunduğunu ve bu yıl eğitim için yapılacak harcamaların 40 milyar TL civarında olacağını belirtiyor. Palandöken, “Bir öğrencinin okula başlaması için kırtasiye alışverişleri, önlükler, beslenme çantaları, suluk, ayakkabı gibi okul araç ve gereçleri, temizlik ürünleri, ulaşım maliyetleri, yiyecek-içecek giderleri gibi tüm harcamalar için ortalama 40 milyar TL harcama yapılıyor” dedi.

Kırtasiye mallarında kanserojen maddeler bulunduğuna da dikkat çekiliyor ve velilerin bu konuda dikkatli olmaları konusunda uyarılıyor. Özellikle CE belgesi olmayan ürünlerin kullanılmaması gerekiyor. Dolayısıyla uzak doğu ülkelerinden ithal edilen ürünler kullanılmamalıdır.

Öte yandan içişleri bakanlığı tarafından 81 ilin valiliğine bir genelge gönderildi. Genelgede, yeni eğitim öğretim döneminde çocuk ve gençlerin eğitim ve öğretimini güvenli bir ortamda sürdürebilmesi amacıyla özellikle başta uyuşturucu maddeler olmak üzere terör nitelikli oluşumlar ile narkotik ve asayiş suçlarından uzak tutulması ve korunması, öğrencilerin huzur ve güven içerisinde yolculuk yapmalarının sağlanması, okul yakın çevresinde ve dışında bulunan mekanlar göz önünde bulundurularak denetim faaliyetleri ile algılanan yakalanma riski duygusunun artırılması, servis sürücülerinin dikkat ve hassasiyetlerini en üst düzeyde tutarak trafik kazalarının önlenmesinin önem arz ettiği vurgulandı.

Bu kapsamda genelge “trafik tedbirleri” ve “genel emniyet ve asayişe ilişkin tedbirler” olmak üzere iki başlık altında toplandı. Ayrıca okul önlerinde alkol ve sigara satışı yapılması önlenecek.

Okul önleri ve yakın çevresinde öğrencilerin kötü alışkanlıklar edinmesine ve suça sürüklenmesine sebep olabilecek alkol, sigara/açık sigara, tütün gibi maddeler ile kesici, delici, yaralayıcı gibi diğer unsurların satılması, taşınması ve bulundurulmasını önlemek amacıyla gerekli tedbirler alınacak.

Öğrencilerin madde bağımlılığı ve diğer zararlı alışkanlıklara karşı korunması amacıyla diğer kurumlarla koordineli bir şekilde okulların çevresinde bar, kahvehane, kafe, internet salonu, market, büfe, park, bahçe gibi kamuya açık alanlarda çocuk, narkotizm, asayiş ve ihtiyaç duyulan diğer ekiplerle genel asayiş uygulamaları ve denetimleri yapılacak.

Milli eğitim bakanlığı tarafından yapılan açıklamada her yıl gündeme gelen bağış konusuna değinildi.

“Süreç içerisinden bazı okullarla ilgili basına yansımalar oldu 234 ihbar aldık. Gerekli işlemleri yaptık 3 okul yöneticimize ceza verdik. Bizim gözlemlediğimiz geçen senelere göre çok daha az sayıda bağışla ilgili haberler oldu. Okul aile birlikleri daha rahat edecek bağış alma zorunda kalmayacaklar. İsterlerse okul aile birliğine yardımda bulunulabilir ama kesinlikle kayıt yaptırma ile bağış yapma arasındaki bağı koparmış olduk en önemli hazırlığımız bu oldu. Eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını artırmakla ilgili önemli yatırım yapıldı. 19 milyon öğrencinin 2 milyon öğretmenin olduğu bir sisteme sahibiz. Bu kadar yatırım yapan bir hükümet okulların ihtiyacını karşılamaktan aciz kalır mı? Kalamaz.”

Umarız bu yıl geçen yıllarda yaşadığımız bağış konusundaki tartışmalar yaşanmaz.

Eğitim konusunda en önemli bir konu da üniversite öğrencilerinin durumudur. Özellikle büyük kentlerimizde en başta barınma sorunu gelmektedir. Anadolu’dan gelen bir öğrenci, aile bütçesi yetersiz ise aylık 5.000 TL’den başlayan sadece kira giderini nasıl karşılayacak. Öğrenci yurtlarının da barınma ihtiyacını karşılayamadığı, yetersiz kaldığı da bir gerçektir. Kaldı ki yurt ücretleri de astronomik seviyededir. Bu konuda gençlik ve spor bakanlığı yayınladığı genelgede yurt ücretlerine yapılacak zam oranının TÜİK tarafından açıklanan TÜFE ile Yİ-ÜFE oranının ortalaması alınarak en fazla 5 puan eklenebilecek. Kurumlar, barınma hizmetine ilişkin başka ad altında herhangi bir ücret talep edemeyecek ve barınma hizmeti ücretinin bir aylık kısmına tekabül eden miktarda depozito alabilecekler.

Tüm öğrenci kardeşlerime yeni eğitim ve öğrenim yılında başarılar dilerim.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist