Çalışan ve İşveren Arasındaki Dengenin Sessiz Unsuru
Çalışma hayatı, yalnızca günlük mesai saatlerinden ibaret değildir; hukuki çerçeveleri, işçi-işveren arasındaki dengeleri ve tarafların haklarını düzenleyen kurallar bütünüyle var olur. İşte bu kurallardan biri de çoğu zaman gözden kaçan fakat hem işçi hem işveren açısından büyük önem taşıyan ihbar tazminatıdır.
İhbar tazminatı, iş ilişkilerinin sona ermesinde taraflara tanınan bir güvence mekanizmasıdır. Türk İş Hukuku’na göre belirsiz süreli iş sözleşmesinin feshi halinde, fesheden tarafın karşı tarafa belirli bir süre önceden bildirim yapması gerekir. Bu bildirim yapılmazsa, işçinin ya da işverenin mağduriyet yaşamaması için ihbar tazminatı ödenir.
İhbar Tazminatının Hukuki Dayanağı
İhbar tazminatı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Buna göre, belirsiz süreli iş sözleşmeleri feshedilirken taraflardan biri sözleşmeyi derhal sonlandırmak isterse, karşı tarafa kanunda öngörülen bildirim süresi kadar ihbar tazminatı ödemekle yükümlü olur.
Bu süreler, işçinin kıdemine göre değişmektedir:
6 aydan az kıdemi olan işçi için 2 hafta,
6 ay- 1,5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4 hafta,
1,5- 3 yıl arasında kıdemi olan işçi için 6 hafta,
3 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 8 hafta önceden bildirim yapılması gerekir.
Örneğin, 4 yıldır aynı işyerinde çalışan bir işçiye işveren herhangi bir gerekçe göstermeden işten çıkış verebilir. Ancak bunu yapmak istediğinde en az 8 hafta önceden bildirmek veya bu süreye karşılık gelen ücreti peşin ödemek zorundadır. İşte bu ödeme, ihbar tazminatını oluşturur.
Çalışan Açısından Önemi
Çalışan için ihbar tazminatı, adeta bir geçiş süreci desteği anlamına gelir. Çünkü işsiz kalmak, bireyler için yalnızca ekonomik değil psikolojik açıdan da sarsıcıdır. İhbar süresi, çalışanın yeni bir iş bulabilmesi, iş hayatına uyumunu yeniden kurabilmesi ve ailesinin gelir düzenini bozmadan süreci atlatabilmesi için tanınmış bir süredir.
Ayrıca, işçinin işini kaybettiğinde ani bir gelir kaybına uğramaması, ekonomik planlarını yeniden gözden geçirebilmesi açısından da kritik bir güvencedir. İşçi, bu sürede hem mevcut maaşını alır hem de yeni fırsatlar için araştırma yapabilir.
İşveren Açısından İhbar Tazminatı
Çoğu zaman işverenler ihbar tazminatını yalnızca işçiyi koruyan bir yükümlülük olarak görür. Ancak aslında ihbar tazminatı, işveren açısından da bir düzen mekanizmasıdır. Çünkü işçi de aynı yükümlülüğe tabidir.
Bir çalışan, işverene haber vermeden işi bırakıp gittiğinde işin sürekliliği zarar görür. Örneğin, üretim hattında çalışan bir işçinin ani ayrılması, üretimde aksamalara yol açabilir. İşte bu durumda işverenin kaybı da ihbar tazminatıyla güvence altına alınır. Çalışan, ayrılmak istediğinde kanunda belirtilen süre kadar önceden işverene haber vermek zorundadır. Aksi halde işverene ihbar tazminatı ödemekle yükümlü olur.
İhbar Tazminatında Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
Her ne kadar kanun açık olsa da ihbar tazminatına dair birçok uyuşmazlık iş mahkemelerinin gündemine taşınmaktadır. Bunların başlıca sebepleri:
İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediği tartışmaları,
İhbar süresinin doğru hesaplanmaması,
İşçinin kıdeminin yanlış belirlenmesi,
İhbar süresi içinde işçinin yıllık izin ya da rapor gibi nedenlerle işte bulunamaması.
Özellikle “haklı nedenle fesih” konusu kritik bir ayrımdır. Çünkü işçi ya da işveren, haklı neden varsa (örneğin işçinin ücretinin ödenmemesi, işverenin güvenini kötüye kullanma, işyerinde mobbing vb.) ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi feshedebilir. Böyle bir durumda ihbar tazminatı doğmaz.
İhbar Tazminatı ve Kıdem Tazminatı Arasındaki Fark
Kamuoyunda sıkça karıştırılan konulardan biri, ihbar tazminatı ile kıdem tazminatının aynı şey sanılmasıdır. Oysa aralarındaki fark oldukça belirgindir:
Kıdem tazminatı, işçinin işyerinde belirli bir süre çalışmasının karşılığı ve emeğinin birikmiş değeri olarak görülür.
İhbar tazminatı ise iş ilişkisinin aniden sona erdirilmesinden doğan mağduriyeti gidermek için ödenir.
Bir işçi aynı anda hem kıdem hem ihbar tazminatına hak kazanabilir. Örneğin, uzun yıllar çalıştığı işyerinden haksız yere işten çıkarılan bir işçiye hem kıdem tazminatı hem de ihbar tazminatı ödenmesi gerekir.
Sonuç: Adaletin Sessiz Koruyucusu
İhbar tazminatı, çalışma hayatının en az konuşulan ama en önemli güvencelerinden biridir. Hem işçinin geleceğini korur hem de işverenin iş sürekliliğini garanti altına alır. Taraflara yüklediği sorumluluklarla aslında iş ilişkilerini daha öngörülebilir ve daha adil kılar.
Bugünün dalgalı iş piyasasında, işini kaybetme kaygısı yaşayan milyonlarca çalışan için ihbar tazminatı, bir nefes alma süresi anlamına geliyor. İşverenler içinse plansız ayrılıkların önüne geçen bir düzenleyici rol üstleniyor.
Kısacası, ihbar tazminatı yalnızca bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda sosyal barışın, iş güvenliğinin ve ekonomik istikrarın sessizce işleyen bir koruyucusudur.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar