Değerli  okuyucularım,

İşletmelerde veya ekonomide bazen hiç beklenmeyen, akla gelmeyecek şekilde olumsuzluklar yaşanabilir. Bu durumda işletmeler bazı karar pozisyonlarında zor durumda kalabilir ve bir gerilim söz konusudur. Böyle durumlar kriz olarak yorumlanır ve işletmeler birçok problemle karşılaşabilirler.

Bu problemler üretim, finans, satış ve pazarlama gibi tüm departmanlar için söz konusu olabilir. Örneğin hammadde kıtlığı üretimde, fiyatların kısa süreli dalgalanma göstermesi satış ve pazarlamada ciddi karar problemlerine yol açabilir.

Krizler işletmelerde yönetim kurullarını karar mercii durumuna getiri, karar süreçleri ortadan kaybolur personel motivasyonunu olumsuz yönde etkiler.

Kriz durumunda işletmelerde iç ve dış çevrelerde oluşabilecek değişimler, işletme kararlarını olumsuz etkileyerek hedefe ulaşmasını engelleyebilir. Bu dönemlerde işletmeler hemen hemen her konu için hızlı ve optimal karar almak durumunda kalabilir. Ancak krizin minimum zararla atlatılabilmesi için bu kararların doğruluk derecesi önemlidir.

KRİZLER HAKKINDA

*Bazı işletmeler yıllık planlarında az da olsa kriz ihtimaline yer verebilir. Bu tür işletmeler gelişebilecek krizleri bir ölçüde tahmin edebilir. Ancak bazen eni konjonktüreler değişimler beklenmeyen bir konuda olabilir. Örneğin içinde bulunduğumuz 2020 yılında yaşamakta olduğumuz PANDEMİ  işletmeleri her yönden olumsuz yönde etkilemiştir.

*İşletmeler ani gelen değişimler için çok çabuk ve doğru kararlar almak zorundadır.

*İşletmelerin yaşam süreleri krizler nedeniyle olumsuz yönde etkilenebilir.

*İşletmelerin karar mercileri, olumsuzluklar karşısında hareket kabiliyetlerini azaltabilir.

*Radikal değişimler zorunlu hale gelebilir.

*Bilgi ve zaman fakirliği söz konusu olabilir.

*Karar almak zor bir süreçtir ve en doğru olması gerekir. Karar süreci hızlı olmalı ve kriz mutlaka dikkate alınmalıdır.

*Bazı işletmeler, krizi fırsata çevirebilir.

KRİZLERİN İDARESİ

İşletmelerin başarısı, kriz olmadan da birtakım kararlar almasına bağlıdır. Beklenmedik değişimlere karşı her zaman hazırlıklı olmak, başarıyı getiren en önemli süreçlerden biridir. Başarı, kriz dönemlerinde alınacak kararlar ve uygulanan modellerle doğru orantılıdır. Yönetim kabiliyeti ani değişimlerdeki karar sürecinden geçer. İşletme yönetimleri kriz yönetimi hakkında mutlaka bilgi sahibi olmalıdır. Aksi taktirde her türlü ekonomik değişimler işletmeler için bir krize dönüşecektir.

Kriz yönetimi, sadece kriz dönemlerinde uygulanan bir model olmamalıdır. Yönetim stratejilerinde belirsizlik veya ani değişimler durumunda yapılacaklar söz konusudur. İşletmeler yıllık genel bütçelerde iç ve dış doğabilecek gelişimlere mutlaka yer vermelidir ve bunların analizi mutlaka yapılmalı ve gerçekleşme olasılığı tahmin edilmeye çalışılmalıdır. Bu çalışma krizin olumsuz etkilerini minimize edebilir.

KRİZ İDARESİNİN ANALİZİ

*Hiçbir belirti olmadan genel toplantılarda her bireyin fikrinin alınması ve bunların değerlendirilmesi*

*Ortaya çıkabilecek ekonomik değişimlerin mümkün olduğunca erken tahmin edilmesi ve bu sebeple tedarikçiler, müşterilerle istişare yapılması.

*Kriz sürecinin hemen başında işletmedeki bütün departmanların faaliyetleri ele alınarak bunların olumsuz etkilerini minimize etmek.

*Daha önce planlanan stratejileri kriz sürecinde zaman geçirmeden devreye sokmak.

*Kriz sonunda ivedilikle normal çalışma koşullarını ortaya koymak.

*Krizlerin öncesi, kriz sırasında ve sonunda edinilen bilgileri değerlendirerek bunlardan ders çıkarmak.

KRİZ HATALARI

*İşletmelerin sadece kendine has problemleri kriz değildir.

*Krizler mutlaka dikkate alınmalı, bu bize zarar vermez gibi nedenlerle es geçilmemelidir.

*Öncelikle yönetim kurulları paniğe katılmadan işletme için en faydalı kararlar almalıdır. Personelin verimliliği olumsuz yönde etkilenmemelidir. Personel, geleceğinden endişe etmemelidir.

*Kriz sürecinde alınacak kararların kriz sonunda işletmeyi olumsuz yönde etkilememsine çok dikkat edilmelidir. Pazarı daraltmak, üretim miktarının düşmesi, işçi çıkarmak gibi kararlar işletmeyi kriz sonunda zor durumda bırakabilir.

Ülkemizde 15 den fazla ekonomik kriz iç ve dış etkenlerin etkisiyle yaşanmıştır. Bunlardan bazıları tüm dünya genelindeki krizlerden doğmuştur. Bu gibi dönemlerde ekonomi yönetimleri de bazı radikal karalar alarak olumsuzlukları önlemeye çalışmıştır. Krizlerin yaşanmaması üretim hacmi ile doğrudan ilgilidir. Dış borçlar mümkün olduğunca düşük tutulmalı kendi ihtiyacımızı kendimiz karşılayacak duruma gelmeliyiz.

Warren Buffet’ten anlamlı söz;

Eğer kendinizi sürekli batan bir gemide buluyorsanız, sürekli yama yapmaya uğraşmak yerine geminizi değiştirin.

Hepinize krizsiz bir dönem ve hayırlı işler dilerim.

ZAFER ÖZCİVAN

Satış direktörü-Sektör uzmanı,

zozcivan@hotmail.com

Kaynak: Dr.Ahmet Temiroğlu