Enflasyonun yüksek seyretmeye başladığı 2021 yılının son çeyreğinden bu yana marketlerdeki fiyatlar ve denetim konusu gündemden düşmedi ve halen kamuoyunu en çok meşgul eden konuların başında geliyor.

Öncelikle toplumun her kesimini ilgilendiren, en başta gıda ihtiyaçlarımızı karşılayan marketler gıda fiyatlarının yükselmesinde suçlu konuma geldiler mi getirildiler mi?

2021’den önce fiyatların yükselmesine çözüm olması amacıyla çok az yerde açılan tanzim satış mağazaları kısa sürede çözüm olmayacağı anlaşılınca uygulamadan hemen vazgeçildi. Devam eden süreçte marketlerin fiyat politikaları araştırıldı ve bazı tedarik ve satış firmalarına önemli ölçüde ceza uygulaması başlatıldı. İlerleyen dönemde para cezasının da yetersiz kaldığı gerekçesiyle işyeri kapatma uygulaması başlatılacağı kamuoyuna ilan edildi. Ancak gıda fiyatlarındaki yükseliş devam etti ve bugün de fiyatlar yükseliş eğiliminde gözüküyor.

Özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlar artık markete giderek tüm ihtiyaçlarını satın alma işleminden uzaklaştı, fiyatları ve ürünleri araştırmadan hiçbirimiz satın alma işlemi yapmıyoruz. Çünkü aynı ürünler farklı marketlerde farklı fiyatlarla satılıyor ve bazı ürünlerin de gramajları düşürülerek tüketiciye sunuluyor. Tüketiciler artık her konuda bilinç sahibi oldular.

TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarının yanında bir de gıda enflasyonu bilgisi yer almakta ve her ay gıda enflasyonu TÜFE’den daha yüksek olarak karşımıza çıkıyor ve yükseliş trendi azalmaktan vazgeçtim durağan seyir izlemiyor. Bunun sebebini marketler olarak belirlemek yeterli değildir. Ekonomik denetimler her zaman yapılmalıdır ve haksız rekabet mutlaka önlenmelidir ama faturayı marketlere çıkarmak da sağlıklı bir sonuç değildir. Öncelikle tarımda girdi fiyatlarının düşürülmesi, tarım üreticilerinin desteklenmesi, yeni hal kanununun çıkarılması gibi önlemler alınmadan fiyatların düşmesini beklemek son derece yanlıştır.

Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü (OECD), ekim ayı itibariyle ülkelere göre gıda enflasyonu oranlarını açıkladı. Türkiye, gıda enflasyonunda yüzde 99’luk oran ile lider oldu.

Türkiye’yi yüzde 42.9 ile Macaristan takip ediyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki gıda enflasyonun ortalaması ise yüzde 17.3 olarak gerçekleşirken, G7 ülkelerinde yüzde 12.7.

Tarım enflasyonunda lider olmamızın sebebi, yaşadığımız kur yüksekliği, yüksek enflasyonun gıda fiyatlarının artmasına sebep olmuştur. Tarım üreticilerinin kullandığı ve olmazsa olmaz ihtiyaçları mazot, gübre, ilaç, tohum fiyatları katlanarak arttı.

 

Bir başka konu ise ülkemizde sağlıklı ve sürdürülebilir bir tarım politikasının uygulanmamasıdır. Üreticiler hiçbir öngörüye bağlı olmaksızın (bu yıl patates para etti biz de ekelim mantığı) üretim yapmaya çalışmalarının sonucunda hem üretici hem de tüketici beklediğini elde edememektedir.

Gelinen son aşamada Ticaret Bakanlığı zincir marketlere yönelik yeni bir yönetmelik yayımladı. Buna göre tüketim malları satan ve şube sayısı 200’den fazla olan zincir marketler, satışa sundukları ürünlere ilişkin verileri Ticaret Bakanlığı’nın sistemine aktaracak. Denetim amaçlı bu uygulamanın sonuçları nasıl etkileyeceğini zaman içinde göreceğiz ama bana sorarsanız tarım enflasyonu düşmeden fiyatlar düşmeyecektir.

Yeni yılın gelmesiyle birlikte asgari ücret, memur ve emekli zamları açıklandı. Ve aynı anda birçok market (sadece marketler değil, aklınıza gelen her ürün) yapılan ücret değişikliğini satış fiyatlarına yansıttı.1000 üründe fiyat sabitleme ile başlayan ve adeta birbiri ardına gelen benzer uygulamalar serisi bu günlerde devam ediyor.

Yeni çıkan fiyat sabitleme uygulaması yeterli midir? Kesinlikle hayır. Çünkü her yıl başında yaşadığımız fiyat artışları etiketlere yansımıştır ve fiyat sabitleme süresinin bir ay gibi çok kısa süre ile uygulanacağı açıklanmıştır. Bu durumda zamlı tarife üzerinden bir ay gibi kısa süreli satış yapılmasını, halkın faydasına olacak diye açıklamaya çalışıyorlar. Halkın faydasına olması için zamlı fiyatları bir ay süreyle sabitlemek yerine binlerce üründe gerçek indirim yaparak en az altı ay süren kampanyalar yapılmalıdır. Gerçek indirim diye bahsettiğim bazı etiketlerde gördüğüm 100 TL yerine 95 TL değildir. En az %20 oranında indirim yapılmalıdır.

Enflasyon baz etkisiyle de olsa önümüzdeki dört ay için (nisana kadar) düşme eğiliminde seyredecektir. Bu eğilimin market fiyatlarına yansıyıp yansımadığını hep beraber takip edeceğiz.

Her şeyden önce fiyatı yükselen temel gıda ve ihtiyaç ürünlerinde etiketlere yansıtılmış bulunan fahiş zamlar indirimlerle geri alınmalı ve hane halkı bütçesine destek olacak kampanyalar asgari 6 ay boyunca sabit fiyat uygulaması ile sürdürülmelidir.

Yani ilk olarak etiketlerdeki köpükler alınmalıdır. Fiyatlarda indirim yapılarak sabit fiyat uygulamasının süresi uzatılmalıdır.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist