Özellikle son üç yıldan bu yana düşük faiz dönemine geçtiğimiz dönemden bu yana toplumun her kesimi gelen zamları takip etmeye başladı ve herkes tarafından eleştirilmeye devam ediyor. En başta gıda ürünlerine gelen zamlar dar ve sabit gelirlilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor ve çözüm için enflasyonun düşürülmesi en başta gelen faktördür.

Birkaç yıldan bu yana gelen zamların emekli ve asgari ücretlilere olan etkilerini bir nebze olsun azaltmak amacıyla asgari ücrete yıl ortasında ek zam yapılmasına rahmet koşarak giden enflasyon oranlarına yetişmek mümkün olmuyor ve düşük gelir grupları için hayat pahalılığı, her geçen gün alım gücünün düşmesinin önüne geçilemiyor. İlk başta yapılan zam oranları yeterli gibi gözükse de 1-2 aylık sürede gelen zamlar karşısında eriyip gidiyor. Yani ücretli ve emeklilere verilen zam oranları geçtiğimiz altı aylık veriler baz alındığında çözüm olmuyor. Sorunun çözümü için;

*Zam oranı belirlenirken önümüzdeki altı aylık enflasyon tahmini, geçtiğimiz altı ayın enflasyon oranına ilave edilmelidir.

*Zam oranı her üç ayda bir güncellenmelidir.

*Asgari ücretli ve emekli zamları her ay TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranı baz alınarak güncellenmelidir.

*Zam oranları dövize bağlı olarak güncellemelidir.

Yukarıdaki şıkların her biri çözüm olarak uygulanabilir. Ancak bir de işveren tarafından olayı değerlendirmek gerekecektir. Ekonomik kriz yaşadığımız günümüzde birçok işveren zor durumdadır ve faaliyetlerini en zararsız şekilde yürütme çabası içindedir. Bir asgari ücretle çalışan işçinin işverene maliyeti net maaşın yaklaşık %4-45 civarı fazlasıdır. Örneğin asgari ücret 10,000 TL ise işverene maliyeti 14000-14500 TL. civarında olacaktır.

Ülkemizde döviz kurları ile fiyat artışları maalesef paralel yürümektedir. İster yerli ister yabancı olsun tüm ürünlerin fiyatı döviz kurları ile belirlenmektedir. Dolayısıyla döviz kurlarının yükselmesi enflasyonu körüklemektedir.

TÜİK verilerine göre son 20 yılda mücevher ve kol saatlerinden sonra en çok alkollü içeceklere zam yapıldı. Euronews haber sitesinin araştırmasına göre Ocak 2003 ile Nisan 2023 arasında gelen zamlar irdelenmiş ve aşağıdaki sonuçlar elde edilmiş.

Gıda, alkollü içecekler, giyim ve ulaştırma gibi bazı temel seçilmiş gruplarda son 20 senede fiyatların nasıl değiştiğine bakıyoruz. Bunun için bu grupların fiyatlarını Ocak 2003’te 100’e eşitliyoruz. Ardından TÜİK’in her ay açıkladığı verilerden yola çıkarak fiyatların günümüze kadar nasıl değiştiğini görüyoruz.

Kaynak: TÜİK • (*Telefon ve tele faks ekipmanı)

Ocak 2003’te 100 lira olan alkollü içkilerin fiyatı 3 bin 422 liraya yükseldi. 100 liralık gıda paketi ise 2 bin 106 lira oldu. 100 liraya alınan giyim ürünü sadece 391 liraya yükseldi. 100 liralık ayakkabı ise 490 TL’ye çıktı. Telefon ve tele faks ekipmanı ise 100 liradan 64 liraya geriledi.

Ulaştırma hizmeti 100 liradan bin 453 liraya yükselirken benzinli otomobilin fiyatı da 100 liradan bin 289 liraya çıtı. Genel Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ise 100’den bin 372’ye yükseldi.

TÜİK sepetindeki tüm ürün ve hizmetler 100 liradan bin 372 liraya yükselirken alkollü içecekler 100 liradan 3 bin 422 liraya çıkıyor. Bu durum; alkollü içkide fiyat artışının genel enflasyonun yaklaşık 2,5 katı olduğunu gösteriyor. Alkollü içki fiyat endeksi ile genel TÜFE arasındaki fark AK Parti’nin ilk 10 yılında görece daha düşük seyrederken ikinci on yılda bu farkın giderek açıldığı görülüyor.

Ocak 2003-Nisan 2023 verileri karşılaştırıldığında en yüksek fiyat artış yüzde 6 bin 24 ile “mücevherler, saat ve kol saatlerinde gerçekleşti. “Başka yerde sınıflandırılamayan kişisel bakım ürünlerindeki artış yüzde 4 bin 15 oldu.

Bunların ardından en yüksek artış ise yüzde 3 bin 384 ile bira fiyatında oldu. Bira listede en çok fiyat artışının yaşandığı üçüncü ürün veya hizmet oldu.

Aynı dönemde tereyağı fiyatı da yüzde 3 bin 77 yükseldi. Patates ve bazı yumru bitkilerin fiyatı da yüzde 2 bin 764 artış gösterdi. Dana etinin fiyatı da yüze 2 bin 735 arttı. Kuzu etindeki artış da yüzde 2 bin 703 oldu.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar