Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta yüzde 70 olarak açıklanan TÜFE’yi ve Fed’in faiz artışını yorumladı. Ağaoğlu, “Yel değirmenleriyle mücadele anlamlı değil” yorumunda bulunurken, ikili, enflasyona endeksli tahvil ve mevduatın bu koşullarda ihtiyaç haline geldiğini vurguladı.

Fed’in peş peşe 50 puanlık artışlar yapmaya devam etmesini beklediğini söyleyen Ali Ağaoğlu, Euro/dolar paritesinde mevcut eğilimin devam edeceğini, kurlar tarafında bir trend değişikliğinin ancak Fed’in bundan sonra yapacağı 2 toplantı sonrasında gelebileceğini öne sürdü.

Güldağ: Enflasyonla başlayalım, TÜFE yüzde 70’e dayandı. Üretici fiyatları da yüzde 120’yi aştı. Mayısta zirveyi görürüz herhalde. Ama sonbaharda yeni zirveler gelebilir. Çekirdek enflasyondaki eğilimler, gıda fiyatları ve Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmelere bakarsak… Yazın enflasyonda bir duraklama yaşasak bile, hayat pahalılığı sürecek anlaşılan. Öbür yandan, ‘yatırımcı ne yapsın’ sorusunın yanıtını vermek giderek zorlaşıyor. Kur korumalı mevduat, kurların görece istikrarlı bir seyir izlemesinde hiç şüphesiz önemli pay sahibi. Ancak öte yandan böyle devam ederse, KKM enflasyon karşısında kesinlikle koruyucu görünmüyor. Bu durumda, enflasyona endeksli bir tahvil gelebilir diye düşünüyorum.

Ağaoğlu: Olabilir tabii. Ama ben de şunu düşünmeden edemiyorum: Bilinen ya da bizim bildiğimiz değerlere hiç uymayan bir faiz ortamımız var. O yüzden enflasyon nasıl çıpalanacak, bu beklentiler nasıl iyimserliğe çevrilecek? Benim için muamma.

Güldağ: Faiz artırımından söz ediyorsan, yakında öyle bir şey yok. Hazine de Merkez Bankası da bu konuda net konuşuyor. Mevcut gidişatın süreceği anlaşılıyor…

Ağaoğlu: Ama böyle devam edecek dediğimiz şey korkarım bizi Arjantin, Venezuela yapar.

Güldağ: Bunu hiç istemeyiz tabii…

Ağaoğlu: Kesinlikle ama o sürece girdik mi? Şu anda görünen girdik. Politika faizi 14, ticari kredi faizi 18-25 bandındayken enflasyon yüzde 70’e gelmişse, kur da hala sabitse hiç tartışmasız bir yerde enerji biriktiriyorsunuzdur. Ya kurda, ya faizde, ya ödemeler dengesinde… O her şeyi birden kontrol etmeyi hedefl eyen imkansız üçlemenin en az birisinde bir enerji biriktiriyorsunuzdur. Bir ayaktan bir şey patlayacaktır, bunu engelleyemezsiniz, üzgünüm. Onun için yel değirmenleriyle mücadele çok anlamlı bir mücadele değil.

Güldağ: Borsa yatırımcılar için bir seçenek gibi görünüyor…

Ağaoğlu: Geçen gün ben piyasa ile ilgili bir tweet attım, ‘arkadaşlar perşembe iş günü, hazırlıklı olun, Fed 50 baz puan artırdı’ diye. ‘Peki, bizim borsa ne olacak’ denildi. Dedim ki, ‘enflasyon nedeniyle ilgi devam edecek.’ Düşün, İTO’nun İstanbul Tüketici Endeksi aylık 11,63. İstanbul tüketici dediğim senin benim enflasyonumuz aslında. ENAG’ı hiç konuşmayalım bile; onlar
yüzde 156 diyorlar. En önemli artış, KDV indirimlerine rağmen gıdadan gelmiş;
yüzde 13,4. Borsada şirketlerin enflasyonla birlikte yaratacakları kâr da yükseleceğinden, TL getirilerin çok düşük olduğu ortamda borsaya ilgi artıyor. Bu arada dolar bazında da yükseliyor borsa. Enflasyona bağlı yükselişi dolar kurunda sabit tuttuğunuz takdirde dolar bazındaki fiyatı da yükselmiş oluyor.

Güldağ: Yabancılar da gelir mi?

Ağaoğlu: O bir başka bahara. Onun ortamı şu anda oluşmuş değil. Enflasyona endeksli tahvile gelince, aslında yatırım fonları ve bankaların hemen hepsinin aldığı Tüfex var zaten. Bankalar bunları iskontolu bile alıyorlar. Şu anda yüzde 8,40 iskontosu var. Yani getiri olarak enflasyondan bileşik bazda 8,40 daha altına razı bankalar. Ne demek bu? 70 enflasyondan 8’ı çıkaralım; yüzde 62 getiriye razılar. Bunu Merkez Bankası’na verip 14’ten para kullanabiliyorlar. Böyle bir ortamda, bizim bildiğimiz Ortodoks söylemlerle ekonomiyi yorumlamak gerçekten zor. Eğer vatandaşın da erişebileceği TÜFE’ye endeksli kağıtlar çıkarsa ben bireylerden yüksek düzeyde iltifat göstereceklerine inanıyorum.

Güldağ: Hazine’nin TÜFE endeksli tahvil hazırlığı yaptığını duyuyoruz doğrusu. Enflasyona endeksli TL mevduat da olabilir.

Ağaoğlu: Çıkarsa ve bireyler alırsa büyük oranda doğru da yaparlar. Ki ihtiyaç haline geldi bu. Ayrıca kamunun fonlaması açısından da bir faydası olabilir. Kamu şu anda yurtdışından yüzde 8,5’in üzerinde maliyetle, üstelik dolarla borçlanıyor. Çok ciddi bir fonlama maliyeti var kamunun. Gerçekten çok yüksek. Ve bunun sebebi faiz değil artık yani bunu kabul etmek lazım. Biz faiz dışında kur korumalı ile TÜFE endeksli tahvillerle inanılmaz bir fonlama maliyeti ödüyoruz devlet olarak.

Güldağ: Yine de kur korumalıya göre daha faydalı olur diye düşünüyorum. Hem bireyler hem kamu açısından. Ne yaparsak yapalım, sonuçta dövizin fiyatı bizim kontrolümüzde değil. Yarın patlayan kur olursa ne yapılır? KKM, enflasyona endeksli bir mevduata göre daha riskli. Bir de yanlış hesap yapmamak lazım. Yani Hazine’nin gelirleri de enflasyon oranında artıyorsa, enflasyon korumalı mevduat için ödeyeceği faiz de bütçeye fazla bir ek yük getirmez ki… Enflasyondan arındırılmış bütçe açığını da artırmaz. Düşük de olsa Türkiye ekonomisi büyüyecekse bu yıl, bütçeye ek yük getirmeyecektir. Nasıl ürünlerin fiyatı artınca KDV gelirleri de o oranda artıyorsa, aynı hesap. Geçenlerde Fatih Özatay hocamız da yazdı. Sanki kazan-kazan bir iş olabilir.

Ağaoğlu: Orada katılıyorum. Teoride haklısın. Devletin gelirleri yani vergiler enflasyon oranında arttı. Birbirini kapatıyor. Bireyler açısından baktığımda kur korumalıya göre daha mı avantajlı? Kurun sabit olduğunda evet öyle. Korkanların yarısı kur korumalıda, yarısı enflasyona endeksli tahvilde kalsa da çok hata olmaz. Devlet açısından da bu enflasyonu düşürmek için iyi bir hedef, bir nevi havuç olur önünde. Çünkü, ben enflasyonu düşürdüğümde benim maliyetim de düşecek diyebilirsiniz. Ama tabii onun için yapmanız gereken şeyler farklı. Yapmanız gerekenleri yapmadığınızda, gene aynı yere, ilk kutuya geri dönüyoruz.

Güldağ: Bu arada Fed 50 baz puan artırdı faizi. 75 baz puan artırır mı sorularına da, ’75’i konuşmuyoruz’ diyerek net yanıt verdi. Şant Manukyan’ın bir yorumunu gördüm. Fed ‘hala şahin değil’ diyordu. Doğrudan söylenmese de satır aralarında yüksek enflasyonu pandemiye, enerji piyaasasındaki istikrarsızlığa bağlıyor ve hala geçici olduğuna inanıyor. Yine de piyasayı diken üstünde tutmasa da, ‘hayatımız zorlaşabilir, canımız yanabilir ama faiz artırımlarına devam edeceğiz’ mesajı verdi Fed Başkanı Powell.

Ağaoğlu: Powell 25 puan ile artırmaya başlayıp, arkasından 75 puan arttıran beceriksiz Merkez Bankası Başkanı olarak tarihe geçmek istemedi. O yüzden 75’lik alternatifl eri masadan kaldırdı. Ayrıca ayda 47,5 milyar dolarlık parasal daralmaya gidecekler ama eylülden itibaren 95 ile iki katına çıkaracaklar.

Güldağ: Toplam 522,5 milyar…

Ağaoğlu: Önceden yüklemeli 50 puanlık artışlar peş peşe gelecekmiş gibi görünüyor. Ancak artık kamu otoriteleri veya kural koyucular piyasayı rahatsız edecek adımlar atmıyorlar. Piyasasın kendini hazırlaması için maksimum zamanı gösterip azami kolaylığı sağlıyorlar. Biraz da o havayla ilk anda Amerika’daki borsalar çok sert yukarı çıktı. Çok sert önlemler yerine, daha piyasa dostu adımlar atılıyor. Tabii o noktada ‘Wall Street mi Main Street mi’, yani piyasa mı, sokaktaki adam mı tartışması yine Wall Street lehine sonuçlandı. Ama çok da sevinmesin piyasalar sonuçta faiz artışı sürecek. Gerçek olan bu…

Güldağ: Bu arada Hindistan, Brezilya, Avustralya da artırdı. Dolarda güçlenme eğilimi sürebilir…

Ağaoğlu: İki 50 daha gelir bu yıl. Yıl sonunda yüzde 2.5 faize gelir Fed.

Güldağ: Beklenti ortalaması 2,78. Bize etkisi ne olur sence?

Ağaoğlu: Bizim durumumuz zaten nahoş, yeni bir etki beklemiyorum.

Paritede değişiklik ancak 2 Fed toplantısı sonrası…

Güldağ: Paritede ne gibi gelişmeler beklenir?

Ağaoğlu: Dolar endeksinde kritik eşiklere gelindi. Daha önce söylemiştim orada 103,80 gibi bir seviye vardı. 103,92 gördük. O hareket tamamlandı. Aynı şekilde Euro/dolar paritesinde 1,04-0425’ler seviyesi vardı. Orası da 1,0470’e kadar geldi. Benim tahmin ettiğimden 0.50 puan yukarıda kalması durumu var ama yeterince düşük bir seviye 1,0470. Nitekim şu anda bir toparlanma dönemine girdi. Çok hızlı toparlanıp toparlanmayacağı doğrusunu istersen biraz belirsiz. 1,0890-1,09’larda 50 günlük hareketli ortalaması var.

Güldağ: Bir trend değişikliği bekler misin?

Ağaoğlu: Euro/dolar paritesinde, o söylediğimiz seviyenin üzerine çıkarsa ancak bir trend değişikliğinden söz etmek mümkün olur. Onun dışında 1,04 -1,09 arasında bir süre gideceğiz. En azından önümüzdeki 2-3 ay. Veya Fed’in 2 toplantı sonrasına kadar Euro’da çok büyük değişklik olmasını beklemiyorum.

Petrolün 85-95 bandının altına inmesi zor

Güldağ: Avrupa Birliği Komisyonu yıl sonuna kadar Rus petrolü ile bağını kesmeyi hedefl ediğini açıkladı. Öte yandan, Rusya Donbas bölgesine saldırılarını yoğunlaştırdı.

Ağaoğlu: 9 Mayıs 1945 Nazi işgaline son verdikleri tarihteki zafer günü. Sanki o tarihlerde bir zafer ilan etme hazırlığı içinde Rusya. O yüzden daha sert hareketler görebiliriz. Petrol konusunda AB’nin kararı henüz daha yaptırım aşamasına gelmedi. Parlamenterlere önerilecek konu, gelecek 6 ay içinde ham petrolün ithalini durdurmak. Yıl sonuna kadar da petrol ürünlerinin ithalatını durdurmak. Geçiş bu kadar hızlı olur mu? İhtimaldir ki olmayacak. Çünkü zaten kafadan Slovenya ve Macaristan ‘biz yokuz’ dediler. Bütün tedariklerini Rusya’dan sağlıyorlar. Hele hele Macaristan ile Rusya arasında yakın ilişkilerden dolayı o çok kolay kolay mümkün olmayacak. Bir de ucuz Rus petrolünden Hindistan ve Çin daha fazla faydalanıyor. Bu ne kadar sürdürülecek? Zorlu bir denklem. Ama şu net: Bu yaptırımlar uygulanmadığı, Rusya’nın canı yanmadığı sürece, işe yaramıyor.

Güldağ: Bu arada Sberbank ve iki Rus bankası swiftten çıkarıldı…

Ağaoğlu: Bu çok önemli. En yaygın banka, en büyük banka Sberbank’ın swiftten çıkarılması gerçekten çok büyük problem Rusya adına. Bununla yaşayabilirler mi? Çok zorlanacaklar. Diğer taraftan aynı şekilde petrol yasaklarında kaçak göçek ara yollar, geçişler, hani bazı araya aracılar koyarak kolaylaştırıcı yol yöntem bulsanız bile, bankacılık ve sigorta sektörü üzerinden ciddi sıkıntılar kısıtlar ortaya çıkacaktır. Sigorta kısıtları ister istemez navlun meselesini gündeme getirecek oraya ya gemi gönderemeyeceksiniz ya da göndereceğiniz gemi çok yüksek maliyet isteyecek. Petrol fiyatındaki volatilite zaten çok yükseldi. 98-118 arasında gidip geliyor. Dengeye oturacağı yer 100 -105 seviyesi mi 95 seviyesi mi?

Güldağ: Bundan sonra petrol düşse nereye düşer?

Ağaoğlu: Bu yıl içinde 85- 95 dolar bandının altına düşmesi çok zor petrolün artık. Ama zannedilmesin ki, bu petrol ihracatçıları için çok iyi. Değil. Onlar da bunu kendilerine ithal ettikleri enflasyon olarak yaşıyorlar. Çoğu bir birim ihraç ediyorsa 2 birim ithal ediyor.

1950-1970 bandı altın için yeniden hedef

Güldağ: Altın-gümüş tarafında haklı çıktın var mı yeni öngörü?

Ağaoğlu: Altın için beklentim 1865- 85 arasıydı, en son Çarşamba günü 1850’ye kadar gerilediğini gördük. Aynı şekilde gümüş biraz daha fazla darbe yedi, 22,12’ye kadar geldi, Ben 23,05-22,70 bandını düşünüyordum. Daha da sert düştü.

Güldağ: Kriptolar da fena darbe yedi. Bitcoin yüzde 5 kadar düştü dün…

Ağaoğlu: Fed’ten faiz artışlarının devamının geleceği algısı en fazla kripto paraları, altın ve gümüşü etkiledi. Şimdi bakıyorum da onlar da beraber bir sınıfa giriyorlar hareket biçimi olarak.

Güldağ: Petrolle altın arasında bir zamanlarki korelasyon şimdi altınla kripto paralar arasında oluştu sanki.

Ağaoğlu: Büyük oranda öyle bir resim izleniyor. Petrol doğalgaz zaten onlar ayrılmaz ikili diyelim onlara ayrı bir kefede değerlendirmek lazım. Euro/dolar, dolar endeksi, Amerikan 10 yıllıkları ve altın -gümüş tarafından baktığımızda en önemli eşik direğine gelindiğini, buradan düzeltmelerin yaşanacağını düşünen taraftayım. Özellikle paritede 1,0650 aşılıp da 1,08’lere hatta 1,09’lara doğru bir hareket olur ise altın ve gümüş tekrar kendilerini toparlayacaklardır. 1950- 1970 bandı yeniden altın için hedef olur. Ama bunun için bu haftayı bitirmemiz gerekiyor. Yeni bir dip görülmediği veya şu andaki düzeltmenin negatife dönmediğini görmek için… Onlar eğer pozitif tarafta kalırlarsa bu hafta sonu 23,15 gümüş için geçerli bir seviye kısa vadeli bir eşik, orası geçilirse bir toparlama gelecek diye düşünüyorum. Yavaş yavaş diplerin görüldüğünü şimdi altın ve gümüş tarafında bir parça düzeltme ve toparlanma dönemine girildiğini düşünüyorum.