Türkiye istatistik kurumu TÜİK tarafından açıklanan 2022 temmuz ayı tarımsal girdi fiyatları endeksine göre;

Bir önceki aya göre=%1,31 (aylık enflasyon)

Bir önceki yılın aralık ayına göre=%83,43 (yılbaşından bu yana yaşanan enflasyon)

12 aylık ortalamalara göre=%79.72 olarak gerçekleşti.

Ana gruplarda bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 0,71, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 6,44 artış gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 82,16, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 141,75 artış gerçekleşti.

Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 33,90 ile veteriner harcamaları ve yüzde 51,82 ile tohum ve dikim materyali oldu.

Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 234,88 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve yüzde 201,13 ile enerji ve yağlar oldu.

Aylık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 1,22 ile hayvan yemi ve yüzde 1,50 ile makine bakım masrafları oldu.

Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt ise sırasıyla, yüzde 6,57 ile malzemeler ve yüzde 6,47 ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu. Bir önceki aya göre azalış gösteren alt gruplar ise yüzde 4,72 ile enerji ve yağlar ve yüzde 0,28 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

Ülkemizde yıllardan bu yana tarım ürünlerinin fiyat artışlarına bir türlü çözüm bulunamadı ve maalesef dar ve sabit gelirliler başta olmak üzere hepimiz gıda enflasyonunun olumsuz etkilerini yaşamaktayız.

Gıda enflasyonunun önlenmesi için ancak ve ancak girdi fiyatlarında yaşanan yükselişin durdurulması hatta düşürülmesi ile mümkün olacaktır. Maliyetler düşürülmesi dışında ne kadar önlem alınırsa akınsın sonuç alınması mümkün değildir. Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı üzere yılbaşından bu yana geçen 9 aylık sürede tarımda girdi fiyatları %83.43 artış gerçekleşmiştir. Ancak yaşanan enflasyon bu orandan daha yüksektir. En basitinden çitçinin en çok kullandığı mazot yıllık %216, gübre ise %235 oranında artmıştır. Hal böyle olunca çiftçilerimiz için girdi maliyetleri yükselmiş ve üretim konusunda karamsar davranmak zorunda kalmışlardır. Çünkü yaptıkları üretimin karşılığını alamadıklardan dolayı tarlalar boş bırakılmış, yani ekilmemiştir.

Devlet tarım üreticilerine verilen destekler konusunu tekrar ele almalı, yeni teşvik destekleri gündeme getirmelidir. Yıllardan bu yana tarım ürünlerinin yükselişi için suçlu aramak, marketleri suçlamak veya başka sebepler aramak sonuç vermemiştir. Öncelikle çiftçiden mazot için KDV ce ÖTV alınmamalı, ithal gelen başta gübre olmak üzere tüm girdi ürünlerinde özel bir formül aranmalıdır.

Diğer bir konu, Rusya’nın Avrupa’ya yapacağı doğalgaz ambargosu nedeniyle başta Hollanda olmak üzere tarım ülkelerinde yaşanacak gıda ürünleri sıkıntısının ülkemize yansımasıdır. Bu ülkelerin gıda ihtiyaçlarını giderebilmek için ithal etmekten başka yolu gözükmemektedir. Çünkü sera veya camekanlarda Avrupa ülkelerinde ısınmak için doğalgaz kullanılmaktadır. Doğalgaz gelmeyince sıkıntı olacağı bir gerçektir. İşte bu sıkıntıyı öncelikle Türkiye’den tarım ürünleri ithal etmek yoluyla aşmaya çalışacaklardır. Bu durumda bir taraftan ihracatın artması için son derece olumlu gelişme olmasına rağmen diğer taraftan ise ülkemizde ihracat yüzünden gıda ürünlerinin arzı azalacak arz ve talep kanununa göre fiyatlar da yükselecektir veya ikinci kalite ürünleri soframızda görebileceğimiz gerçeği ile karşı karşıya kalabiliriz. Mevcut koşullarda yüksek olan girdi maliyetlerine ek olarak ürün azlığı nedeniyle yükselen fiyatlar gündeme gelecektir.

Bir başka konu da Avrupa’da baş gösteren gübre miktarındaki azalmadır. Çek ya Tarım Bakanı Zdenek Nekula, Avrupa’da yeterli miktarda gübre olmadığını ve bu durumun tarımsal üretimde belirgin düşüşe neden olabileceğini söyledi.

Nekula, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin tarım bakanlarının AB dönem başkanı Çekya’nın başkenti Prag’da gerçekleştirdiği toplantı bitiminde açıklamalarda bulundu.

Toplantıda, AB’de gıda güvenliğinin koordinasyonunu görüştüklerini belirten Nekula, “AB’de yeterli miktarda, kaliteli ve sağlıklı gıdanın sürdürülebilir bir şekilde üretimini sağlama sorumluluğumuz bulunuyor.” diye konuştu.

Nekula, bu hedefe ulaşmak için dayanıklı ve rekabetçi bir tarımla birlikte balıkçılık ve gıda endüstrisine de ihtiyaç duyulduğunu anlattı.

“Ekonomik ve çevresel hedeflerimizi gerçekleştirebilmemiz için enerji ve ham maddeye ihtiyacımız var.” diyen Nekula, bu süreçte tarım sektörüne daha fazla destek verilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s (S&P), sürdürülebilir olmayan derecede yüksek gübre fiyatlarının gıda güvenliği için bir risk olduğunu bildirdi.

Fosfat, üre ve potasyum fiyatlarının son iki yılda sırasıyla yaklaşık yüzde 190, yüzde 170 ve yüzde 280 arttığı kaydedilen açıklamada, sürdürülebilir olmayan derecede yüksek gübre fiyatlarının, gıda güvenliği için bir risk olduğu uyarısında bulunuldu.

Enflasyon sadece bizde değil Avrupa birliği ülkelerinde de sorun olmaya devam ediyor. Tarımsal gıda fiyatları ise yükselişini sürdürebileceği ihtimalinin yüksek olmasından dolayı önümüzdeki süreçte de tarım ürünlerinin fiyatlarının yükselmeye devam edeceği aşikardır. Avrupa’da salgın sonrası yaşanan talepteki artış, tedarik zincirlerinde büyüyen sorunlar, Ukrayna’da devam eden savaş ve yükselen enerji ve lojistik maliyetleri nedeniyle son bir yılda gıda fiyatları endişe verici boyutlara ulaştı.

Enflasyon dışında tarım ürünlerinin rekoltesine olumsuz etki edecek bir başka etken de dünyada yaşanan iklim değişikliğinin yaratabileceği gıda ürünlerinin üretiminde meydana gelebilecek azalmadır. Sıcak iklimin hâkim olabileceği gerçeği göz önüne alınırsa üretim azlığı yaşanması doğal sonuç olacaktır.

Ülkemizde halkın temel besin maddelerinden başta sebze meyve olmak üzere artışlar devam ediyor. Et ve süt ürünlerine de halkın büyük çoğunluğu yükselen fiyatlar yüzünden ulaşamıyor. Dört kişilik bir ailenin asgari gıda harcaması son bir yılda %130 civarında artış gösterdi. Semt pazarlarında ortalama meyve fiyatı!7.81 TL, ortalama sebze fiyatı ise 16.56 TL ye kadar yükseldi. Özellikle dar ve sabit gelirliler yükselen gıda fiyatları nedeniyle tane ile alışveriş yapmaya devam ediyor.

Ücretlilere verilen zamların enflasyon karşısında hızla eridiği bir dönem yaşıyoruz. Yılbaşı’nda yapılacak zamların seçim hazırlıkları da dikkate alındığında tatminkâr oranda yapılması bekleniyor.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist