TCMB başkanımız Sn. Hafize Gaye Erkan geçtiğimiz günlerde Meclis plan ve bütçe komisyonunda bir sunum yaptı. Bu sunumda önümüzdeki dönemde izlenecek para politikaları ve enflasyonla mücadele ön plandaydı. Enflasyonun 2024 yılı ikinci yarısında baz etkisiyle de olsa durağanlaşacağını ifade etti ve akaryakıt fiyatlarının enflasyonu olumsuz etkileyebileceği sinyalini verdi.

Bildiğiniz gibi temmuz ve ağustos aylarında enflasyon oranları art arda yapılan zamlar, artan vergiler nedeniyle tavan yapmıştı. Eylülde ise bedava verilen gaz etkisi, zamların geride kalması nedeniyle aylık enflasyon oranı neredeyse yarı yarıya düşmüş oldu. Ancak yaşadığımız enflasyona bakınca durum hiç öyle gözükmüyor. Çarşıda pazarda geçen haftadan bu yana neredeyse %20 lik bir artış gözlemek mümkün.

Enflasyonun 2024 ikinci yarısına kadar yüksek seyredeceği ve ikinci yarıdan sonra da baz etkisiyle dezenflasyona gireceği doğru bir yaklaşımdır. Çünkü 2024 mart ayında yerel seçim olduğundan ister istemez seçim ekonomisi uygulanacak, seçimden sonra da zamlar devam edebilecektir. Son seçimlerde bunu fiilen yaşadık. Sn. başkanımızın ifadesine göre 2025 de enflasyon oranı istikrara kavuşacak 2026 da ise tek haneye düşecektir. Yani biz vatandaşlara özellikle emekli ve dar gelirlilere 3 yıl daha rahat yok sıkıntı var ki en düşük maaş alan emeklilerin dayanacak gücü kalırsa tabi ki. Çevremdeki emeklilere bakınca hemen hemen hepsi son derece kaygılı ve gelecekten ümitsiz gözüküyor. Bugüne kadar yetkililer tarafından sürekli açıklamalar yapılmasına rağmen uygulamaya bir türlü geçinemiyor ve umutlar yıl sonuna kalmış gözüküyor.

Akaryakıt fiyatları brent petrol fiyatlarına bağlı olarak değişmektedir. Yıl sonuna kadar varili 100 dolara çıkacağı söylenirken 95 dolar olan fiyat 88 dolara kadar düştü ve sonucunda 2,10 TL lik büyük bir indirim geldi ve önümüzdeki günlerde bir indirim daha bekliyoruz.

“Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süre gelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmakta” diyen Erkan, “Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda enflasyon raporundaki tahmin aralığının üst sınıra yakın seyredeceğine işaret etmekte” dedi.

“Ücret, vergiler ve kur enflasyona önemli ölçüde yansıdı” diyen Erkan, “Akaryakıt enflasyonda risk unsuru olmayı sürdürecek” diye konuştu.

Brent petrol fiyatı varil başına 100 dolara ulaşırsa yeni akaryakıt ve sanayi ürünleri zamlarına hazır olmalıyız.

Fiyat istikrarı amacı doğrultusunda tüm araçları kararlılıkla kullandıklarını ve kullanmaya devam edeceklerini belirten Erkan, “Enflasyonda ana trendler eylülden itibaren yavaşlamaya başladı. Dezenflasyonu 2024’de Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız” dedi.

Ekonomide fiyat istikrarının sağlanması en başta enflasyon açısından önemli bir gelişme olacaktır. Günümüzde enflasyonun en önemli sebeplerinden birisi de oluşan iç talep ve fiyatlama davranışlarıdır. Bir mağaza sattığı ürünü nasıl olsa zam gelmiştir alıp ta yerine koyamayacağı endişesiyle kendiliğinden fiyatları yükseltirse ve buna bağlı olarak tüketiciler yani satın almacılar da nasıl olsa zam gelecek algısıyla ihtiyaçlarını öne alırsa, ihtiyacından fazla stok yaparsa piyasada arz ve talep kanunu gereği artan talep miktarından dolayı fiyatlar yükselecek, enflasyon olarak karşımıza çıkacaktır. İşte burada alıcı ve satıcının zam gelecek algısını oluşturmamak şimdiki gibi oluştu ise bunu ortadan kaldırmak son derece önemlidir. Parasal sıkılaştırma gereği iç talebi kısmak gerekeceğinden ülkede işsizlik sorunu baş gösterebilir ama bunu da dengelemek ekonomi yönetimi tarafından uygulanacaktır.

“Son dönemde vergi ayarlamalarının enflasyondaki artış üzerinde kısa vadede etkisi olmuştur” diyen Erkan, “Deprem nedeniyle ortaya çıkan finansman ihtiyacı ve artan kamu harcamalarını dengelemek amacıyla temmuz ayıyla birlikte kamu gelirlerini destekleyici tedbirler açıklanmıştır” ifadelerine yer verdi.

Allah tekrarını göstermesin 6 şubatta yaşadığımız felaket hepimizi yasa boğduğu gibi 100000 vatandaşımız can verdi ve on binlerce bina yerle bir oldu. Doğal olarak yapılan harcamalar ve devam eden yatırımlar bütçe açığına yol açtı. Bütçe açığı da bildiğiniz gibi vergi oranlarında artışlar ve zam demektir. Bu bağlamda hükümet de birtakım vergilerde artış yapmak zorunda kaldı. Önümüzdeki yıl başında da yeniden değerleme oranı baz alınarak tekrar vergi artışları bekleyeceğiz.

VERGİ ORANLARI HAZİRAN TEMMUZ YILLIK ENFLASYONA ETKİSİ
KDV (ORTALAMA) % 9,50% 11,20% 2,95
AKARYAKIT MAKTU ÖTV 1,8 LT. 5,6 LT. 2,97
LPG MAKTU ÖTV 1,8 TL/KG. 5,8 TL/KG. 0,14
TÜTÜN MAKTU ÖTV 0,96 TL/PK. 1,10 TL/PK. 0,17
ALKOL ÖTV (ORTALAMA) %45,8 49% 0,04
DOĞALGAZ MAKTU ÖTV 0,023 TL/CM3 0,075 TL/CM3 0,04
ŞAN OYUNLARI VERGİSİ %5-%7-%10 %10-%14–%20 0,003
TOPLAM     6,31
       

Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi artan her vergi az veya çok enflasyonun yükselmesine sebep olmaktadır.

Erkan’ın konuşmasında öne çıkan satır başları şöyle:

*Miktarsal sıkılaştırma ile toplamda 700 milyar TL likidite sterilize edilmiştir.

*Kredi büyümesinde, önceki dönemde görülen aşırılık yerini daha dengeli bir gelişime bırakmıştır; söz konusu kredi akışına kamu bankalarının yanı sıra özel bankalar da katkı sağlar hale gelmiştir.

*Son dört haftada KKM bakiyesi 64 milyar TL gerilerken, TL mevduatları 465 milyar TL artmış ve yabancı para mevduatları da 3,2 milyar dolar gerilemiştir.

*Düzenlemelerin mevduat kompozisyonuna etkilerinin zaman içinde daha da belirgin hale geleceğini öngörüyoruz.

*Kur korumalı mevduat bakiyesi gerilerken rezervlerde de artış sağlanması, KKM’den ve döviz mevduatlarından TL’ye geçiş stratejisinin başarıyla ilerlediğine ve TL’ye arzu edilen sağlıklı geçişin başladığına işaret etmektedir.

TCMB başkanımızın değindiği en önemli konu kontrollü kredi kullandırılmasıdır. Kredi sağlamak veya bulmak her işletme için önemlidir. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında; alınan kredilerin amacına uygun şekilde kullandırılması çok sıkı denetime tabi olmalıdır. Öncelikle ithal ikame üretim yapan işletmelere öncelik tanınmalıdır ki ithalatı azaltabilelim.

Kur korumalı mevduat artık görevini yaptığı için ve devlete yeterince yük getirdiği için uygulamadan vaz geçilmeye çalışılıyor ve doğru olan yapılıyor. Dolayısıyla döviz mevduat sahiplerine bankaların ikna ederek cazip TL teklifleri yapılmaya başladığını izlemekteyiz. Bu bağlamda önümüzdeki süreçte dövizden TL ye geçişlerin hızlanacağı inancını taşımak istiyoruz.

*Para politikası stratejimizin, piyasalar üzerinde olumlu etkilerini görmekteyiz; rezervlerimiz güçlenmekte, finansman koşulları iyileşmekte ve ima edilen kur oynaklığı azalmaktadır.

*Para politikası tepkimizi, enflasyonun ana eğilimini düşürmeye odaklı olarak, veriye ve etki analizlerine dayanarak veriyoruz.

*haziran ayından bugüne süregelen parasal sıkılaştırma sürecinin etkilerini belirgin şekilde 2024 yılında görmeye başlayacağız.

*Bu nedenle 2024 yılını de enflasyon dönemi olarak tanımlıyoruz. (DHA, REUTERS)

Merkez bankası rezervlerimizin yükselmesi, enflasyon ve döviz kurlarını kontrol etmek açısından son derece önemlidir. Bugün olduğu gibi rezervlerimiz önümüzdeki süreçte de artacak, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemize verdiği puanlar artacak bu da yabancı yatırımcıların gelmesini kolaylaştıracaktır.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar