Türkiye ekonomisi, salgın nedeniyle bir çeyrek ara verdiği büyüme performansına üçüncü çeyrekte geri döndü ve yüzde 6,7 büyüdü. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,5 büyüyen GSYH, ikinci çeyrekte yüzde 9,9 daralmıştı. Piyasalarda üçüncü çeyreğe ilişkin yüzde 5 civarı büyüme öngörülüyordu.

Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH tahmini, bu yılın üçüncü 3 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 22,6 artarak 1 trilyon 419 milyar 483 milyon lira olarak gerçekleşti.

Çeyreklik bazda yüzde 15,6 büyüme

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 15,6 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2020 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,5 arttı.

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde bu yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla zincirlenmiş hacim endeksi olarak finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 41,1, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 15, sanayi yüzde 8, inşaat yüzde 6,4, tarım yüzde 6,2, diğer hizmetler faaliyetleri yüzde 6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 2,4 ile hizmetler yüzde 0,8 arttı. Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 4,5 azaldı.

Ahlatçı Menkul Değerler Araştırma Müdürü Barış Ürkün:
Beklentilerin üzerine çıkması çok önemli

Ahlatçı Menkul Değerler Araştırma Müdürü Barış Ürkün, DÜNYA ile paylaştığı bilgi notunda, büyüme performansının beklentileri aşmasının önemine işaret etti. Ürkün’ün büyüme verilerine ilişkin değerlenirmesi şöyle:

“Kredi büyümesinde üçüncü çeyrekte özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında devam eden eğilim ve buna bağlı tüketim artışı, bunun yanında kısıtlamaların çoğunun kaldırılmasıyla oluşan iyimserlikle idari ve destek hizmetleri faaliyetleri hariç diğer bütün faaliyet kollarında üçüncü çeyrekte büyüme gerçekleştiği gözleniyor. Bu faaliyet kolları arasında %41,1 büyüme artışıyla finans ve sigorta faaliyetleri ön plana çıkıyor. Bunun yanında salgının bu yıl içerisinde en fazla olumlu etkilediği alanlardan olan bilgi ve iletişim %15 büyüme artışı sağlamış görünüyor. Artan kredi desteği ve tüketim artışına paralel olarak sanayi ve inşaat kesiminde de %8 ve %6,4’lük büyüme oranları dikkat çekiyor. Salgın dönemi içerisinde en fazla etkilenen hizmet sektörünün ise üçüncü çeyrekte de %0,8 ile zayıf bir gelişme kaydettiğini görüyoruz.

Sağlanan destekler ve tüketim eğiliminde öncü göstergelerle desteklenen bu süreçte hane halkının tüketim harcamalarında üçüncü çeyrekte %9.2, gayrisafi sabit sermaye oluşumunda ise %22,5 artış meydana geldiği gözleniyor. Yine devam eden desteklerden kaynaklı tüketim eğilimindeki artışın ithalatta %15.8 artışa neden olduğu, buna karşılık özellikle Avrupa ve diğer bölgelerdeki ülkelerin salgın etkisinden tam olarak kurtulamamasının etkisiyle ihracatta %22,4’lük azalışın oluştuğu gözleniyor.

Sonuç olarak artan tüketim harcamaları kaynaklı büyüme performansının %6,7’lük üçüncü çeyrek büyüme sonucunu ortaya çıkarttığını söyleyebiliriz. Yılın dördüncü çeyreğinde ise durum biraz daha farklı olabilir. Bu periyot içerisinde kredi hacminin önemli oranda daralması, kamu bankaları nezdinde artışın sıfıra yaklaşması, faiz artırım hamlelerinin gelmesi, salgın etkisinin tüm Dünya’da yeniden bu dönem içinde etkisini artırmasına bağlı olarak kısıtlamaların yeniden devreye girmesiyle zayıf bir büyümenin gerçekleşebileceğini ve yılın tamamını üçüncü çeyrekten gelen katkıyla %0,5 civarı bir büyümeyle kapatabileceğimizi düşünüyoruz.”