İstanbul Ticaret Borsası’ndan (İSTİB) yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen İSTİB Başkanı Ali Kopuz, tarım kotaları Avrupa Birliği’ne de Türkiye’ye de zarar verdiğini, bu kotaların gözden geçirilmesi Türkiye’nin ihracatını artırırken, AB’nin de uygun fiyatla gıda teminine imkan sağlayacağını belirtti.

Geçen dönemde Avrupa’da yaşanan kuraklık sorununa dikkati çeken Kopuz, “Avrupa’da kuraklık yaşanıp zeytin üretimi düşerken, Türkiye’de zeytin üretim rekoru kırıldı. Bu noktada Avrupa’nın zeytin açığı, Türkiye’nin bu ülkelerle olan ihracatı için bir fırsattır. Ancak her iki taraf arasındaki geçişkenliğin kotalarla engellenmiş olması hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın aleyhine bir durum meydana getiriyor” ifadelerini kullandı. Kopuz, şunları kaydetti:

“Gümrük Birliği’nin modernize edilmesi lazım”

” Gümrük Birliği anlaşması Türkiye ve AB arasındaki sanayi ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsıyor. Tarım ürünlerinde ise kotaya bağlanmış durumda. Ancak, anlaşmanın imzalanmasından bu yana dünya değişti. Artık Gümrük Birliği’nin modernize edilmesi lazım. Zira hem işleyişte sıkıntı var hem de artık anlaşma güncelliğini yitirmiş durumda. Bu konuda devletimizin çalışmaları olduğunu biliyoruz. Ancak günümüzde bazı kotaların daha dinamik bir şekilde ve günün ihtiyaçlarına yönelik güncellenmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü tarımda Türkiye’nin avantajlı olduğu birçok üründe kotalar yüzünden ihracat potansiyelimize erişemiyoruz. Bu durumun, tarımın önünü açacak serbest ticaret anlaşmalarıyla veya kotaların günün ihtiyaçlarına göre düzenlenmesiyle daha makul bir zemine çekilmesi gerekiyor.”

“Zeytinyağındaki gümrük vergisi rekabet avantajımızı öldürüyor”

“Bu yıl, küresel iklim krizinin Avrupa’da yarattığı kuraklığa şahit olduk. Bu da zeytin başta olmak üzere tarımsal hasılayı etkiledi” diyen Kopuz, sözlerini şöyle sürdürdü:

” Avrupa’da çok düşük gerçekleşen rekoltenin de etkisiyle sızma zeytinyağı fiyatları Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde artıyor. Türkiye’de ise bunun tam aksine rekor üretim gerçekleşti. Bu her iki taraf için de bir fırsattır. Birbirine bu kadar yakın olan iki pazarın arasındaki ticari engellerin kalkmasıyla Avrupa, zeytinyağı gibi kritik ürünlerde Türkiye’nin üretim potansiyelini değerlendirebilir. Bu sınırlar kalktığı zaman, Türkiye’nin de ticaret hacmi artacak ve üretici tarıma yönelecek. Ancak zeytinyağındaki gümrük vergisi rekabet avantajımızı da öldürüyor. İklim krizi yüzünden önümüzdeki dönemde de bu tarz arz sorunları büyük bir olasılıkla devam edecek. Bu yüzden hem Türkiye’nin hem de Avrupa Birliği’nin böyle ortak bir sorunu varken öncelikli çözüm, iki taraf arasındaki engellerin geçici de olsa kalkması olmalı.”