Ülkemizde ve dünyada yaşanan en büyük felaketlerden biri olarak tanımlanan ve 11 ilimizi etkileyen büyük bir afet yaşadık. Şu günlerde bu yaşadığımız felaketin acılarını sarmaya çalışıyoruz. Yaşanan her felakette olduğu gibi hayırsever vatandaşlarımız da koşulları elverdiği ölçüde yardıma koştu ve depremzede vatandaşlarımızın yiyecek, içecek, barınma, sağlık, korunma gibi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Hükümet bu konuda etkilenen alanın çok büyük olması, depremzede vatandaşlarımızın çokluğuna rağmen Kızılay, afad gibi kurumları ile devreye girerek her bölgeye hizmet götürdü ve bugün de devam ediyor.

Yardım kurumlarımızdan en önemlileri arasında Kızılay gelmektedir. Biraz gerilere gidersek ilkokul sıralarımızda Kızılay haftası yapılır bağış için hepimiz babalarımıza zarfı verirdik. Ayrıca kan bağışı konusunda aktif faaliyetlerde bulunan Kızılay bugün de bazı yörelerde kan bağışı kampanyası organize etmektedir. Hepimizin bir gün kan ihtiyacı olduğunu unutmayarak vatandaşlık görevlerimizden biri olan kan bağışında bulunmalıyız ki belki de bir hayat kurtaracağız.

Yaşadığımız deprem sonrası Kızılay ve afad çadırlarınız izlemekteyiz ama kamuoyunda çıkan bir haberle sarsıldık. Çünkü kızılayın ahbap derneğine çadır sattığı iddiası maalesef yetkililer tarafından doğrulandı. Doğrusunu isterseniz bir hayır kurumunun diğer bir hayır kurumuna satış yapması kabul edilecek bir eylem değildir. Çünkü çadır bekleyen depremzedelerimizin olduğu gerçeği ile çadır stokları para karşılığı satılma yerine ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalıydı. Alan kurum da depremzedelere bağışladı.

Çadır satışıyla kamuoyunun gündeminde olan Kızılay bu defa da kan ürünlerin dağıtımı konusu ile tartışma konusu oldu. Euronews haber sitesine göre;

Türk Kızılay “hastanelere kan satıldığı” iddialarını yalanladı. Ancak Kızılay, hastanelerin kan veya kan bileşeni için maliyeti teşkilata ödediğini, ardından bu ödemeye Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) fatura ettiğini açıkladı. Kızılay’ın internet sitesinde yayımladığı belgelere göre, kurum 2021 yılında “kan ürünleri hizmet sunumundan 1 milyar 126 milyon lira gelir elde etti. Bu gelir toplam hasılatın yüzde 14’ünü oluşturuyor.

Kızılay’ın kan satışı yaptığı haberleri üzerine kurumdan açıklama geldi. Kızılay, hastanelerin kuruma maliyet için ödeme yaptığını ancak bunun devlet tarafından karşılandığını bildirdi. Açıklama şöyle: “Hastaneler, talep ettikleri her kan veya kan bileşeni için Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) belirlenen tedarik süreci maliyeti (çalışanlar, laboratuvar, kan torbaları, soğuk zincir) ay sonunda Kızılay’a ödemekte, ardından ise bu ödemeye kendi giderlerini de ekleyerek Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) fatura etmektedir. Dolayısıyla tüm sürecin maliyetini devletimiz karşılamaktadır.”

Açıklamaya göre haberlerde sözü edilen faturalandırma yöntemleri tamamen hastanelerin tüzel kişiliklerinin özelliklerinden ve hizmet alım esaslarının ayrıntılarından oluşuyor.

Kaynak: Kızılay • (AB dışı ticaret)

Kızılay’ın paylaştığı bağımsız denetçi raporunda kurumun hasılatı içinde “kan ürünleri hizmete sunum gelirleri” de yer alıyor. Buna göre Türk Kızılay Derneği ve Bağlı Ortaklıklarının 2021 yılındaki hasılatı 8 milyar 33 milyon 795 bin lira oldu. “Kan ürünleri hizmete sunum gelirleri” ise 1 milyar 125 milyon 554 bin TL oldu. Buna göre kan ürünlerinin hasılattaki payı yüzde 14 oldu.

Kaynak: Kızılay

2020’deki hasılat 6 milyar 960 milyon 781 bin lira olurken bunun 911 milyon 482 bini “kan ürünleri hizmete sunum gelirlerinden oluştu. Kan ürünlerinin hasılattaki payı yüzde 13 oldu.

Kızılay’ın açıklaması özel hastanelerde yaşanan bazı sorunlara işaret ediyor. Kızılay kan ihtiyacı için ilave ücret isteyen hastaneler için Sağlık Bakanlığına suç duyurusunda bulunulduğunu duyurdu. Kızılay açıklamasında “Bazı hastanelerin belirlenen SUT fiyatlarının üzerinde faturalar kestiği ve yine özel hastanelerin ‘Bunu Kızılay’a aktarıyoruz’ diyerek hastalardan farklı ücretler aldığı duyumunu aldığımız her durumda Sağlık Bakanlığına suç duyurusunda bulunulmaktadır.” denildi.

Kaynak: Kızılay

Açıklamaya göre kan bankacılığı, Sağlık Bakanlığının belirlediği usul ve esaslara göre yürütülüyor. Geçmiş yıllarda hastane önlerinde yaşanan kötü örneklerin ardından Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde 2005 yılında “Güvenli Kan Temini Projesi’nin hayata geçirildi.

Kızılay’ın açıklamasına göre bu projeyle vatandaş ile kan bankaları arasındaki tüm parasal ilişkiye son verildi. Kan ve kan ürünlerinin teminiyle Kızılay’ın görevlendirilirken bu süreçle ilgili tüm operasyonel maliyetin ise Sosyal Güvenlik Kurumuna bırakıldı.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist