Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde az da olsa duyduğumuz konkordato kelimesi işletmelerin ekonomik darboğaza girmesi sonucu borçlarını ödeyemez duruma gelmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Yani darboğaza giren işletmeler borçlarını ödemek için zaman kazanmak amacıyla iş mahkemesine başvurarak alacaklılardan zaman talep ederler. Basit tanımıyla konkordato. Borçlu bir işletmenin mahkeme kontrolu kaydıyla alacaklılar ile yeni ödeme koşulları oluşturmak amacıyla yapılan anlaşmadır. Bu anlaşma iki şekilde uygulanır.

*Bazen alacaklı işletmeler borcun bir kısmının tahsilinden vazgeçebilir veya tamamından feragat edebilir.

*İkinci şık ise borcun ödeme koşullarının yeniden belirlenmesi şeklinde uygulanır. Borcun vadesi, uygulanacak faiz oranı gibi.

İş hayatında konkordato terimi, borç anlaşması veya iflas erteleme anlaşması olarak telaffuz edilir. Konkordato ilan edilirken hem borçlunun hem de alacaklının menfaatleri korunmalıdır. Borçlu ve alacaklı kendilerine uygun en optimal şekilde karşılıklı fedakârlık yaparak anlaşma yoluna gider. Burada ortak yaklaşım iyi niyet prensibidir. Borçlu bir işletme ekonomik sebepler nedeniyle ödeme güçlüğü içine düşebilir veya tüm borçlarını ödediği taktirde işletme sermayesi kalmayacağı için faaliyetini sürdüremez duruma gelebilir. Bu durumda alacaklı firmalar borcun bir kısmından veya tamamından vazgeçebilir veya uzun vadelere yayılarak borçlu işletmeye ödeme zamanı verilebilir. Borçlu birden fazla işletmeye borcundan dolayı konkordatoya gitmiş ise, alacaklı işletmelerin tümü aynı tutumu göstermeyebilir. Bazıları alacaklarının tümü veya bir kısmı feragat ederken bazıları da alacaklarının tümünün tahsili yoluna gidebilir. İşte konkordato taraflar arasındaki anlaşmanın en optimal şekilde yapılması için atılan bir adımdır ve iki tarafın da en az zarar görmesi amaçlanmaktadır.

Konkordato ilan eden bir işletmenin icra takibi yapılmaz, alacaklılar da borçluyu takip etmez. Borçlunun icra takiplerinden korunması ve iflas etmesini önlemek için kullanılan bir yoldur.

KONKORDATO TÜRLERİ

A-Yapılış zamanına göre

1-İflas konkordatosu: Borçlu işletmenin iflas etmeden önce kendi durumunu doğru bir şekilde belirterek konkordato teklif etmesidir. Borçlunun yaptığı konkordato teklifi, alacaklılar tarafından makul karşılanır ve mahkemece onaylanırsa borçlu işletme iflas etmekten kurtulur.

2-İflas içi konkordato: Hakkında mahkeme tarafından iflas kararı verilmiş bir işletme müflis sıfatından kurtulmak ve borçlarını daha uzun vadeye yayabilmek için konkordatoya başvurur. Bu tür bir konkordato, mahkemece onaylanırsa ve alacaklılar tarafından kabul görürse iflasın hukuki sorumluluklarından kurtulur. İflas eden işletme, iflasın açılmasından borçların kesin ödenmesine kadar geçen sürede konkordatoya başvurabilir.

3-Malvarlığının terki sureti ile konkordato: Bir işletme mali durumuna göre malvarlığını alacaklıların üzerine geçirme kararı alabilir. Burada amaç alacaklıların borcunu ödemek ve karşısına çıkabilecek iflas problemlerinden kurtulmaktır. Alacaklı işletmeler, borçlunun mal varlıklarını üzerlerine aldıktan sonra yasalar çerçevesinde paraya çevirirler ve elde ettikleri para ile alacaklarını tahsil ederler.

B-Yapılış biçimine göre konkordatolar

1-Tenzilat konkordatosu: Alacaklıların yasalar çerçevesinde kalmak kaydıyla alacaklarının belirli bir kısmından vaz geçmesidir. Borçlu işletme vazgeçilen borçlardan sonra kalan meblağı ödemek zorundadır. Bu tür konkordatoya yüzde konkordatosu da denilmektedir.

2-Vade konkordatosu: Alacaklı firmalar, alacak miktarında değişiklik yapmadan borçlunun borcun tamamını ödemesi için vade tanınmasıdır. İİK m. 305 gereğince, borçlunun mevcudu doğrultusunda hareket edilmelidir. Dolayısıyla bu şekilde vade tanınması ile borcun tamamının ödenmesi söz konusu ise artık yüzde konkordatosu gündeme gelmeyecektir.

3-Karma konkordato: Bu tür konkordatoda borçlu çok zor durumdadır veya ekonomik olarak işin içinden çıkılamaz bir haldedir. Bu türde ödeme teklifi hem yüzde hem de vade konkordatosunu ihtiva eder. Bu durumda alacaklı firmalar hem belli bir oranın tahsilinden vazgeçmekte hem de borcun ödenmesini uzun vadeye yaymaktadır.

Kimler Konkordato Yoluna Başvurabilir?

İcra ve İflas Kanunu, konkordatoya başvurabilecek kişiler bakımından 285. maddesinde düzenleme yapmıştır. İlgili hükümde bulunan herhangi bir borçlu ifadesinden de anlaşılacağı üzere; borçlu taraf olarak tüzel kişiler veya tacir olup olmadığına bakılmaksızın tüm gerçek kişiler bu prosedüre başvurabilir. Fakat alacaklı taraf, konkordato yoluna başvuracaksa; borçlu taraf mutlaka iflasa tabi kişilerden olmalıdır. Yani alacaklılar, iflasa tabi olmayan borçlular yönünden konkordato talebinde bulunamazlar.

Konkordatoya Başvurmanın Şartları Nelerdir?

Vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya borcunu vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlu konkordatoya başvurabilir. Konkordatoya başvurmak için kesin bir acizlik halinin bulunması gerekmemektedir. Nitekim aciz hali sürekli yoksunluk anlamına gelirken, konkordatoya başvurmak için geçici bir yoksunluğun bulunması yeterlidir. Zaten sürekli bir yoksunluk hali söz konusu ise aşağıda detayları verilen ön proje ve ödeme planının hazırlanması mümkün olamayacaktır. Geçici bir nakit sıkıntısında olan borçlu, kendisine uygun bir süre verilmesi veya borcun taksitlere bölünmesi halinde borcunu ödeyebileceğini bildirerek konkordato başvurusunda bulunabilecektir.

Ayrıca rehinli alacaklar bakımından bir istisna getirilmiştir. Rehinli alacak söz konusu ise borçlunun başvurusunun yanında rehinli alacaklıların da kabulü aranmaktadır.

Konkordato Süreci Nasıl İşler?

1850 tarihinden beri Türk hukuk literatüründe var olan konkordato hakkında, iflas erteleme kurumunun işlevsiz kalması sebebiyle 2018 yılında önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerle iflas erteleme kurumu tamamen kaldırılmıştır. Çevresel ya da içsel nedenlerle kötü niyet gütmeyerek işleri bozulan ve borçlarını ödeyemeyecek duruma gelen iş insanlarını korumaya yönelik olan konkordato süreci şu şekildedir:

Danışan firma ile gizlilik sözleşmesi hazırlanır.

Konkordato talep edilecek firma için durum analizini içeren ön konkordato projesi tasarlanır.

Hazırlanan bu proje, mal varlığı beyanları ve alacaklara dair tablo ile yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulur.

Mahkeme, 3 ay geçici mühlet verir ve geçici Konkordato Komiseri atar.

Komiser tarafından geçici mühlet içinde firmaya ilişkin rapor hazırlanır.

Yetkili mahkeme, hazırlanan rapora ilişkin olarak 1 yıllık kesin mühlet kararı verebilir.

Kesin mühlet kararıyla alacaklılar kurulu oluşturulur.

Yetkili mahkemenin raporları tasdik etmesi halinde konkordato ilan edilir. Mahkemece bu raporların tasdik edilmemesi halinde ise iflas söz konusu olur.

Konkordato Komiserliği Nedir?

Mahkeme tarafından kesin mühlet kararı verildikten sonra; dosya denetim amaçlı olarak bir kişiye verilir. İşte dosyanın teslim edildiği bu kişiye konkordato komiseri denir. Komiser, kesin mühlet içerisinde, mahkemece tasdikin gerçekleşebilmesi için gerekli işlemleri tamamlar. Buna müteakip olarak, karar verilmek üzere, dosyayı düzenlediği rapor eşliğinde mahkemeye iade eder. Komiserin, yapmış olduğu işlemlere ilişkin şikayetler, ilgili Asliye Ticaret Mahkemesine yapılır. Bu şikayetler, mahkeme tarafından kesin olarak karara bağlanır. Komiserin yapmakla yükümlü olduğu görevleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

Konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak.

Borçlunun faaliyetlerini gözetim altında tutmak.

Kanun tarafından kendisine verilen görevleri ifa etmek.

Mahkemenin istediği hususlarda ve verdiği süreler içerisinde ara raporlar sunmak.

Alacaklılar kurulunu, sürecin seyri hakkında belirli aralıklarla bilgilendirmek.

Talepte bulunulması halinde, diğer alacaklılara konkordatonun seyri ve borçlunun güncel mali durumu hakkında bilgi vermek.

Mahkeme tarafından verilen diğer iş ve işlemleri yerine getirmek.

Geçici Konkordato Komiseri Nedir?

Burada geçici mühlet kararı ile mahkeme tarafından ayrıca geçici komiser veya komiserler de atanacaktır. Geçici komiserin temel amacı, konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalini ve ön projenin gerçekleşme ihtimalinin yani hayata geçirilebilir olup olmadığının tespitidir.

NOT: Yazı için besler.av.tr sitesinden yardım aldım.

Saygılarımla

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist