Üretim ülke ekonomilerinde kalkınma ve ekonomik büyüme sağlamak için olmazsa olmaz faktörlerden biridir. Organize sanayi bölgeleri ise üretim için hayati önem taşıyan ve belirli plan proje ile hizmet veren bölgelerdir.

Ülkemizde organize sanayi bölgeleri maalesef yetersiz ve karmaşık konumdadır. Tabii ki bunun istisnaları vardır ama genele baktığımız zaman çarpık ifadesini kullanmak abartı olmaz. İş insanlarımızın veya üretim işletmelerinin en büyük sorunu fabrika binası konusudur. Üretim odaklı ekonomik büyüme modelini uygulamaya koymaya çalıştığımız ve içinde bulunduğumuz dönemde organize sanayi bölgelerinin önemi bir adım daha öne çıkmıştır.

İşletmeler zaman içinde ekonomik olarak büyümeye başladığında fabrika binası sorunu yüzünden büyümeyi ertelemek zorunda kalmaktadır. Çünkü satın almak bir yana fabrika binası kiraları astronomik seviyelere ulaşmış durumdadır. Dolayısıyla üreticilerin büyüme konusunda en büyük sorunu olan bina konusu uzun yıllar çözülemeyen bir problem olarak kalmaktadır.

Ülkemizde üretim ve satış birlikte yürütülen iki faaliyettir ve genel olarak tek kurum veya kişi tarafından yapılmaktadır. Hâlbuki üreticiler sadece üretime odaklanmalı ve satışı veya başka faaliyetler için başka çözümler bulmalıdır ki üretim çeşitliliği, üretim hacmi artsın ve istihdam sağlanabilsin.

İletmelerin bina sorununu çözmek adına devlet, fabrika binası ihtiyacı olan işletme sahipleri ile ortaklaşa bir çözüm üretmelidir. Başka bir ifade ile devlet üretim işletmelerine bedava arsa vererek ve uygun koşullarda kredi temin ederek iş insanlarıyla birlikte organize sanayi bölgeleri kurmalıdır. Ülkemizde bazı alanlar atıl durumdadır ve bu alanlar da bu şekilde değerlendirilmiş olacaktır.

Organize sanayi bölgeleri, sanayi için uygun ve elverişli alanlarda, üretim ve yatırımların özendirilmesi, üretim hacmi ve üretim çeşitliliğinin artması için belli iş gruplarının yer aldığı bölgelerdir. İhtisas organize sanayi bölgesi ise aynı grupta faaliyet gösteren işletmelerin bulunduğu bölgeyi ifade eder.

Birleşmiş Milletler Örgütü Organize Sanayi Bölgeleri, “birbirleriyle senkronize üretim yapan küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarının, planlı bir alanda ve ortak altyapı hizmetlerinden faydalanacak şekilde standart yapılarda toplanmasıdır” şeklinde tanımlar.  OSB’lerin özellikleri aşağıdaki gibi olmalıdır. (Avrasya .com dan)

– OSB içinde kümelenen firmalar, aynı malı üreten veya tamamlayıcılık ilişkisi içindeki üretim birimleri olmalı.

– OSB’lerde küçük ve orta ölçekli firmalar bulunmalı. Ağır sanayi ve kompleksler büyük hatta küresel ölçekli yapıları ile kendi ekonomilerini yaratabilecek kapasiteye sahiptir. Bu kapsamda ağır sanayi işletmelerinin KOBİ niteliğindeki firmalarla aynı OSB içinde yer alması altyapıdan faydalanma açısından birtakım olumsuzluklara neden olabilir.

– OSB’ler planlı yerleşimi esas alır. Buna göre; topografik, meteorolojik, çevresel koşullar açısından değerlendirilerek, belirlenen bir arazi parçasının nizami bir şekilde sanayi parselleri konumuna getirilmesi şarttır. Her parselin sınırlarına kadar yol, su, elektrik, kanalizasyon, drenaj, telefon hattı, internet gibi altyapı öğeleri kullanılır durumda olmalı.

– OSB içinde kafeterya, konferans salonu, plan ve muhasebe büroları, banka, P.T.T., teknik atölyeler, ilk yardım merkezleri gibi sosyal donatı alanları bölgenin uygun yerlerine planlı ve erişilebilir biçimde yerleştirilmeli. Ayrıca, bölgede yer alan tüm firmalar altyapı unsurlarının yanı sıra diğer ortak tesislerden yararlanabilmeli.

Organize Sanayi Bölgelerinin firmalara sağladığı faydalar nelerdir?

– OSB içinde belli standartlarda üretim yaptığı kabul edilen firmalar, uygunluğu uzmanlarca onaylanan optimal üretim alanına kavuşur. Ayrıca buralarda arazi ve altyapı uygun koşullarda sanayiciye sunulur.

– Üretimde ortaya çıkan tamamlayıcılık ilişkileri, özellikle de bir firmanın nihai ürünün belirli bir parçasında katma değerin yaratılmasında üretim maliyetlerinin düşmesine yardımcı olur.

–  Kalifiye işgücünün yoğun olduğu bölgelerde kurulan OSB’lerde faaliyet gösteren firmalar, kolayca işgücü temin eder.

–  Ulaşım olanaklarındaki kolaylıklar lojistik anlamda firmaların taşıma maliyetlerini azaltır.

–  OSB’ler pazarlama ve diğer özelleşmiş hizmetlerin ediniminde kolaylık sağlayan ortam yaratır.

Ekonomist dergisinden edindiğim bilgilere göre Sanayi ve Teknoloji bakanlığına yapılan başvurulara göre 28 ilde 37 yeni OSB yapımı için arazi tahsis edilmeye başlandı. Yeni OSB’ler 300 bin kişiye çalışma imkânı açacağı tahmin ediliyor. Yeni açılacak OSB’ler

Ülkemizde şu anda 372 adet OSB de 2,412,000 kişi çalışmaktadır. Ve mevcut OSB’lerde 68 bin işletme faaliyet göstermektedir.

Yukarıda da değindiğim gibi ihracatımızın artması ve uluslararası piyasalarda rekabet edebilmemiz için üretim kaynaklarını doğru ve verimli kullanmak zorundayız. Ekonomik büyümeyi sağlamak, dış ticaret hacmimizi arttırmak, dış ticaret fazlası verebilmek, işsizliği azaltmak ancak ve ancak üretim yapmakla mümkündür. Bu sebeple üretim yapan iş insanlarımıza devlet destekleri arttırılmalı ve tapusuz sanayi olarak bilinen ve büyümelerini hızlandırmalarında en büyük faktör olan fabrika binası çözümü için OSB yatırımına uygun bölgelerde arsa tahsis edilmelidir.

Öncelikle ithalatın azaltılması için günümüzde kullanılan ve yurt dışından gelen ara mal ve hammadde üretimi teşvik edilmelidir. Çünkü yaşadığımız yüksek enflasyonun sebepleri arasında üretimde kullanılan hammadde ve ara malların maliyeti önem taşımaktadır.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist