Dr. Zeynep Bilgin Wührer[1]

RCEP İmza Töreni (15 Kasım 2020 / Hanoi-Vietnam)

Bir beyaz sayfa açtım tam anlamıyla (mecazi filan değil). Altına da RCEP ile ilgili düşüncelerimi kaleme aldığım notları açtım. Yaşam ne kolay bilgisayar ortamında yazarken. Aslında Afrika konulu bir yazı hazırlarken 15 Kasım 2020 pazar günü  RCEP (Regional Comprehensive Economic Partnership / Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) anlaşması imzalanıverince fikrim de anında değişti. Gündeme uyayım dedim. Öyle ya, 2021’de ABD’de Biden yönetimi neler düşünecek? Afrika ve AB gündemine neler oturacak? Hepsinin ötesi  RCEP’le birlikte bizde neler olacak? Birlikte düşünelim.

Biz şimdiye dek sloganı bile dillere destan ASEAN’ı bilirdik (one vision, one identity, one community / tek vizyon, tek kimlik, tek topluluk)[i] ve  kendi içinde tarifeleri kaldırarak serbest ticareti geliştirmek için yarattığı AFTA’yı[ii]. Bir de APTA’yı[iii] bilirdik. APTA da zaten Bangkok Anlaşması’ndan bozma ve üye ülkeler arası ticareti  desteklemeye yönelik bir anlaşma değil miydi? ASEAN ve AFTA’da Çin ve Hindistan yer almazken APTA’da her ikisi de vardı.

İşte şimdi RCEP gündeme ve dünya ticaretinin tam da ortasında kocaman bir bomba gibi düştü. ABD’nin ikinci dünya savaşında Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye yaptıklarının öcünü alırcasına, işin içinde Japonya da var. Peki RCEP öncesinde bu sahnede neler oluyordu? TPP ve TTIP[iv] desem? TPP ve TTIP karşıtları 2016 -2018 arası özellikle Orta Avrupa’daki birçok büyük şehirde  böylesi büyük hacimli ticaret anlaşmalarının gelişmekte olan ülkelerin ticareti üzerinde oluşturacağı olumsuzluklara dikkat çekmek için epey gösteri yaptılar.  Böylece bu kavramlar dünya dış ticaretine uzak insanların bile usunda bir yer edindi. Neydi TPP? Trans Pascific Partnership, yani Trans-Pasifik Ortaklığı.  Dünya GSH’ının (gayri safi hasıla) %40’ını kapsayan bir ortaklık. Öncelikle ABD’nin sınırötesi yatırımlarında büyüyerek Pasifik Bölgesi’ndeki ticari gücünü artırmayı ve ortaklık içinde önder bir konum  edinmeyi amaçladığını belirteyim. Trump’ın ise başa geçer geçmez 2017’de ülkesini geri çektiği ortaklık.  Sonuç? ABD’nin ayrılmasından sonra TPP bir nevi kabuk değiştirerek 2018’de  CPTPP (Comprehensive and Progressive Agreement for Trans-Pacific Partnership) olarak imzalandı ve yürürlüğe girdi.  Kısaca, ABD şu anda ne CPTPP ne de RCEP içinde yer almıyor. Dolayısyla Pasifik bölgesindeki ticarete hakim olma şansı da yok.  RCEP’in içinde ise CPTPP’nin 11 üyesinin altısı yer alıyor.

TTIP’ye de gelince, AB ve ABD arasındakı serbest ticaret anlaşması. Aslında TTIP öncesinde bir de iki senelik MAI[v] (Multilaterales Abkommen über Investitionen) tartışması var ki OECD ülkeleri arasındaki yatırımları serbestleştirmek ve küreselleşmeyi hızlandırmak amacıyla AB, Kanada, ABD arasında tartışılırken 1998’de bu sefer Avrupa’dan Fransa’nın Jacques Chirac yönetiminin karşı gelmesiyle 1999’da hepten suya düşmüştü. TTIP’nin çıkmaz sokakta kalıvermesinin nedenleri ise Trump yönetiminin  2017’de bu anlaşmayla ilgili tartışmalardan çekilerek gelişmeleri durdurması ve üstüne üstlük otomotiv gibi bazı sanayi dallarına ek gümrük vergileri getirerek sistemi tümden bloke etmesi olarak tanımlanabilir. Gerçi Trump’ın ABD’nin AB ile yürüyecek serbest ticaret anlaşmasını iptal etmesi Türkiye’nin avantajına oldu[vi].

Şimdi ise bizi de yakından ilgilendirecek yeni bir oluşum var. Yazının asıl konusu olan RCEP.  Peki RCEP’te kim var kim yok? ASEAN’ın önderliğinde imzalanarak yürürlüğe giren RCEP (Regional Comprehensive Economic Partnership / Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık), on ASEAN ülkesi (Brunei, Endonezya, Filipinler, Kamboçya, Laos, Malezya, Myanmar, Singapur, Tayland, Vietnam) dışında G. Kore, Çin, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı kapsıyor. Çin ilk kez böyle bir çokuluslu anlaşmanın içinde yer alıyor. Anlaşma, Çin’in bölgedeki etkisinin genişletilmesi olarak görülüyor[vii].  RCEP için müzakereler 2012 yılında başlamıştı.   Şimdi bu anlaşmayla ilk etapta amaç Covid-19 ile bölgede yaşanan ekonomik istikrarsızlığın aşılması. Dünya Bankası’na göre[viii] Çin’in ekonomisi 2020’de % 1.6’lık bir büyüme yansıtsa da bu, 1976’dan beri gözlemlenen en düşük büyüme hızı. IMF’in görüşüne göre 2020’de Çin % 1.9’lık ekonomik büyüme ile pandemideki dünyada tek artı büyüme hızı yakalamış ülke olacak[ix]. Burada bir de 2020’nin 3. Çeyreğinde görülen % 4.9’luk büyümenin süreceğini hayal edersek, Çin’in RCEP içinde nüfus avantajı ötesinde bölgesindeki ve hatta dünya genelindeki “önemli güç” olma konumunu daha da sağlamlaştıracağını kestirmek zor değil. Ayrıca düşük tarifelerin iç pazarı için tehlikeli olabileceği çekincesiyle bu oluşumdan geçen yıl Hindistan’ın ayrılmış olması (Hindistan’ın bu oluşumla ilgili müzakerelerden çekilmiş olması) da, Çin için bir avantaj. RCEP içindeki en önemli yükselen pazar (BEM / big emerging market) olma özelliğini koruyacak.

Peki RCEP’in dünya ticareti için önemi ne? RCEP büyüklüğü ile dünya ticaretine epey yön verecek gibi.  Bu anlaşmada yer alan ülkeler bugün dünya nüfusunun üçte birine ve  gayrı safi hasılanın da % 29’una sahip duruyor. Yani 2 milyar bir nüfus ve NAFTA (North American Free Trade Agreement /Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) ve AB (Avrupa Birliği)’nin toplamı kadar ticaret hacmine sahip. RCEP’in getirilerine  dünya[x] açısından bakarsak:

  1. Uzun dönemde çok taraflılığın ve serbest ticaretin zaferi olacak RCEP.
  2. RCEP diğer STA’larından farklı. Asya Ticaret Merkezi (Asian Trade Center)’nden Deborah Elms bunu şöyle açıklıyor: Şimdiye dek, ihraç edilecek malın üretiminde STA dışındaki bazı ülkelerde üretilmiş ürünler girdi olarak kullanmışsa, bu mal STA dahilindeki ülkelere ihracatta tarifelerle karşı karşıya gelebiliyordu çünkü ASEAN ülkelerinin hepsinin birbiriyle STA’sı yok, her birinin farklı STA’ları vardı. Yani örnek olarak Endonezya’da üretilen bisiklet ikili anlaşma olduğu için Japonya’ya rahat ihraç edilebilirken, G. Kore ile yapılan ticaret anlaşmasına göre bu ülkeye ihracat için uygunluk belgesi almak için üretimde farklı girdi parçaların kullanılmasını gerektiriyordu. RCEP’te ise üye ülkelerden gelen tüm ürünler eşit kurallara tabi tutulacak. Yani RCEP’teki bir ülke için üretim yapıyorsan, bu ürün tüm üye ülkeler için kabul görecek.  Tek bir belge ile.
  3. Bu da tabii üyelere bölge içindeki tedarikçilerle çalışmaları yönünde bir teşvik olarak değerlendirilebilir.  Yani bir yönde tedarik zincirleri için büyük bir destek ve RCEP ile yeni “menşe kuralları” gelecek.
  4. RCEP’in önümüzdeki 20 sene içinde ithalattaki birçok tarifeyi de yürürlükten kaldırması bekleniyor. Ama TPP gibi gümrük duvarlarını % 100 indirerek üyelerine korumacı bir konum sunma hırsına sahip değil. Serbest ticaretin geliştirilmesi evet, ama tarifelerin % 90’a kadar kaldırılmasıyla. Tarım büyük ölçüde yok. Hizmetler için ise karışık bir formül gelecek gibi. Bu muhtemelen fikri mülkiyet, telekomünikasyon, finansal hizmetler, e-ticaret ve profesyonel hizmetlerle ilgili hükümleri de içerecek.
  5. RCEP’in bir de diplomatik ilişkilerde önemli bir rolü olabilir: İlişkilerinde genellikle sert rüzgarlar esen Çin ve Japonya bir araya geliyor. Siyasi görüşlerindeki farklılıklar nedeniyle dış ticaret ilişkileri çok iyi yürümeyen Avustralya ve yine Çin arasında daha sıcak bir iletişimin doğması bekleniyor.
  6. RCEP ile küresel ekonominin gelecek yıllar içinde 186 milyar ABD Doları kadar büyümesi, üye ülkelerin GSMH’larının da % 0,2 oranında artması bekleniyor.
  7. RCEP dünya ticaretini yönlendirecek ve dünya ticaretinin geleceğini yapılandıracak gibi. Üstelik bu sefer geleneksel ticaret devleri Avrupa Birliği ülkeleri ya da ABD’nin sesini yükseltemeyeceği bir ortam oluşmuş durumda.

RCEP’in etki alanında AB ile AKP (Afrika-Karibik-Pasifik) Grubu arasındaki ilişkileri de incelersek, değişik senaryolar düşünmemiz gerekebilir. Bugüne dek AB ile AKP arasında ekonomik gelişmelerin desteklenmesi ve ticaretin geliştirilmesi konusunda çeşitli anlaşmalar yürürlükteydi.  AB ve 79 ülkeyi kapsayan son Cotonou Anlaşması da 2020 sonunda sona eriyor[xi]. AB, AKP ile ilişkilerini Birleşmiş Milletler’in 2030 Gündemi “Sürdürülebilir Gelişme” (UN 2030 Agenda for Sustainable Development) çerçevesinde yeniden biçimlendirme çalışmaları içinde[xii]. İnsan hakları ve demokrasi, ekonomik büyüme ve yatırımlar, iklim,  yoksulluğun ortadan kaldırılması, barış ve güvenlik, göç ve mobilite konularında bölgede istikrar için projeler geliştirmeyi amaçlıyor.

RCEP’in bize getirisi ve ilk aşamada da bizden götürüsü ne olur?   Düşünelim.  AKP ile RCEP arası hızlı bir anlaşma söz konusu mu? RCEP ile AB ile yeni ne tür bir anlaşma gündeme gelecek? Hatırlayacak olursak, RCEP’in üyelerinden Japonya ile AB arasında imzalanan ekonomik ortaklık anlaşması şubat 2019’da yürürlüğe girdiğinde, dünyanın en büyük ticari anlaşması olarak nitelendirilmişti[xiii]. Tokyo’da imzalanan anlaşma çerçevesinde Japonya’nın otomotiv endüstrisi AB pazarına girecek, karşılığında Japonya AB tarım ürünleri üzerindeki vergileri kaldıracak. Bu oluşumdan sonra Türkiye ve Japonya arasında serbest ticaret anlaşması (STA) konunda görüşmeler haziran 2019’da hız kazanmış olsa da[xiv] müzakereleri biran önce sonuçlandırılarak anlaşma yürürlüğe girmediği takdirde bizim Japonya pazarından sıfır gümrükle mal girişine izin vermemiz söz konusu iken Japonya’ya bizden ürünler tarifesiz gidemeyecek. Japonya ile STA müzakereleri halen devam etmekte[xv]. Ama Japonya ile STA’mızın tamamlanmamış olması, RCEP ile dış ticaretimiz açısından da sıkıntı yaratacaktır.

Kısaca toparlayacak olursak, biz tüm bu bölgesel anlaşmaların dışında kalacak olsak da, RCEP ile bölgelerde gelişecek devasa serbest pazarlardan Türkiye nasıl yararlanabilir düşünürsek yanıtı açık görülüyor. Japonya ile başlatılmış olan STA’yı yürürlüğe sokarak ve diğer ülkelerle de yeni STA anlaşmaları yaparak bölge ekonomileriyle STA’ların sayısını artırarak. Türkiye’nin  halen Malezya, Singapur ve Güney Kore’yle STA’ları var[xvi]. Bu anlaşmalara bakarak Türkiye ve RCEP arasındaki ticaret hacminin daha da artabileceği düşünebiliriz.  RCEP’teki diğer üye ülkelerle imzalanacak STA’larla sermaye harketleri, yatırımlar ve serbest ticaret daha da fazla ivme kazanabilir. Ayrıca bu bölgede rekabet avantajlı bir konumda olmak için, dış ticaretimizde ihracatımızın ithalatı karşılama oranını yükseltmemiz gerekecek. Oysa şu anda RCEP’teki en büyük güç Çin ithalatımızda birinci sırada yer alırken ve 2019 eylül verileriyle karşılaştırıldığında 2020’da neredeyse % 36’lık bir artış yansıtırken, ihracatımızda ilk on ülke içinde yer almıyor[xvii]. İkili  anlaşmaların başarısı, bunları imzalayan tarafların pazarlık gücüne ve dünya piyasalarında söz sahibi çokuluslu şirketlerinin sayısına da bağlı. Öyleyse ne yapmalı? Ülke içinde önecelikle yenilikçi yatırımların önünü açmalı. Dış pazarlar için “olmazsa olmaz” mal ve hizmetlere, markalara imza atmak için teşvikleri tabana yaymalı.  TÜBİTAK’ta yürütülen araştırmaların nasıl hayata nasıl geçirildiği ve sektörel gelişmelere katkılarını sürekli izlemeli. Sürdürülebilirlikle iligili yatırımlara ve ürün gamına öncelik vermeli. Her biri, bizim ikili anlaşmalarda rekabet gücümüzü artırmaya yönelik küçük adımlar olabilir.

Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete… mi? İleri ya da orta-yüksek teknolojili ürünler geliştirip, üretip ihraç ederek RCEP ve ötesini kendimize bağımlı hale getirene dek, ne diyeyim, sonumuz hayırlı olsun

[1] Prof. Dr. Zeynep Bilgin Wührer, Avusturya / Graz – Fachhochschule Joanneum’da “Uluslararası Tüketici Davranışı” ve “Uluslararası Pazarlama” dersleri vermektedir. Marmara Üniversitesi İng. İşletme Bölümünü’nde 1990-2013 yılları arasında öğretim üyesi olarak görev yapmış ve ailevi nedenlerle emekli olmuştur.

[i] Association of South East Asian Nations (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği), Bkz: https://asean.org/, 16.11.2020.

[ii] Asian Free Trade Agreement  (Asya Serbest Ticaret Anlaşması), Bkz: https://asean.org/asean-economic-community/asean-free-trade-area-afta-council/, 16.11.2020.

[iii] Asia Pacific Trade Agreement (Asya Pasifik  Ticaret Anlaşması), Bkz: https://www.un.org/ldcportal/asia-pacific-trade agreement/#:~:text=The%20Asia%20Pacific%20Trade%20Agreement,Lao%20PDR%20and%20Sri%20Lanka, 16.11.2020.

[iv] TTIP yani Transatlantic Trade and Investment Partnership, Bkz: https://trade.ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=1252, 20.11.2020.

[v] Bkz: https://www.parlament.ch/de/ratsbetrieb/suche-curia-vista/geschaeft?AffairId=19973153, 20.11.2020

[vi] Yoksa bize TTIP’den ürünler sıfır gümrükle gelirken biz gümrükle gönderecektik. 1/95’in bir maddesine göre AB’nin serbest ticaret yaptığı ülkelerle bizim de gümrük vergisinden muaf olarak ticaret yapabilmemiz için ikili serbest ticaret anlaşmaları (STA)’lar yapmamız lazım. Yani tercihli sisteme tabi değliz.

[vii] RCEP: Asia-Pacific countries form world’s largest trading bloc, Bkz: https://www.bbc.com/news/world-asia-54949260, 16.11.2020.

[viii] Bkz: https://www.worldbank.org/en/country/china/publication/china-economic-update-july-2020, 18.11.2020.

[ix] China to be the only economy with positive growth in 2020, says IMF report, 13. October 2020,  Bkz: https://news.cgtn.com/news/2020-10-13/World-GDP-to-drop-4-4-in-2020-IMF–UyNuoUIFlC/index.html, 18.11.2020.

[x] Asia-Pacific countries sign one of the largest free trade deals in history, Bkz: https://www.ft.com/content/2dff91bd-ceeb-4567-9f9f-c50b7876adce, 16.11.2020.

[xi] Die EU-AKP-Kooperation im Überblick (2018) – Informationspapier. Institut für Umwelt, Friede und Entwicklung (IUFE); Bkz: https://www.iufe.at/fileadmin/user_upload/IUFE_Factsheet_EU_AKP_Kooperationen_2018.pdf, 20.11.2020;  Abkommen von Cotonou – Europäischer Rat, Rat der Europäischen Union, Bkz: https://www.consilium.europa.eu/de/policies/cotonou-agreement/, 20.11.2020.

[xii] Transforming our world: the 2030 Agenda for Sustainable Development – Sustainable Development Goals Knowledge Platform, Bkz: https://sustainabledevelopment.un.org/post2015/transformingourworld; Questions and answers: Future ACP-EU Partnership, Bkz: https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/qanda_20_257, 20.11.2020.

[xiii] AB-Japonya Ekonomik Ortaklık Anlaşması Türkiye’yi de Etkileyecek, İktisadi Kalkınma Vakfı, Bkz: https://www.ikv.org.tr/ikv.asp?id=3375;  Dünyanın en büyük ticaret anlaşması: Avrupa Birliği ve Japonya arasındaki ticari sınırlar kalktı, BBC News, Bkz: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-44857286, 28.11.2020.

[xiv] Japonya İle “Serbest Ticaret” Masada, Bkz: https://ticaret.gov.tr/haberler/japonya-ile-serbest-ticaret-masada, 28.11.2020.

[xv] Müzakere Süreci Devam Eden STA’lar, Bkz: https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/serbest-ticaret-anlasmalari/muzakere-sureci-devam-eden-stalar, 28.11.2020.

[xvi] Türkiye’nin STA’ları, Bkz: https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/serbest-ticaret-anlasmalari/yururlukte-bulunan-stalar, 20.11.2020.

[xvii] Ticaret Bakanlığı, En Fazla İthalat Yapılan 10 Ülke, Bkz: https://ticaret.gov.tr/data/5d63d89d13b8762f7c43a738/6-En%20Fazla%20Ithalat%20Yapilan%2010%20Ulke.pdf, 24.11.2020.