İş hayatında faaliyet konularına göre ayrılan iş kolları SEKTÖR olarak tanımlanır. Ayakkabı sektörü, hırdavat nalbur iye sektörü, otomotiv sektörü, konfeksiyon sektörü, inşaat sektörü bunlardan bazılarıdır.

Her sektörün yapısı, alış ve satış kuralları, işleyiş tarzı değişiklik gösterebilir ve göstermektedir. Bu yazımızda girişimcilerin ikinci ve daha fazla sektöre yatırımı veya faaliyeti sırasında önüne çıkabilecek farklılıkları ele almaya çalışacağız.

İşletme sahipleri veya yöneticileri mevcut işlerinde doyum noktasına geldikleri zaman veya sermayelerini daha verimli kullanabilmek için ikinci bir sektöre katılmak isteyebilir. Ancak içinde bulundukları sektörün geçerli olan kuralları girişimde bulunacakları sektör ile farklılık gösterebilir. Bu durumda fizibilite yaparken; işletmenin kuruluş yeri seçimi, faaliyet konusu, yatırım maliyeti vb. faktörleri masaya yatırırken bunlara ilave olarak girecekleri sektörü en ince ayrıntılarına kadar araştırmak, sektörün işleyişi hakkında bilgi sahibi olmak zorundadır. Özellikle sektörün hedef kitlerinin durumu, sektörde alış satış sistemleri, çalışacak personelin özellikleri gibi konular faaliyet sırasında sorun yaratmayacak şekilde bilinmelidir.

Örneğin sağlık sektöründe faaliyet gösteren bir işletme sürekli nakit girdisi ile çalıştığı için diğer sektörleri de aynı kabul ederek girişim yapabilir ama sonu hüsranla bitecektir. Girdiği sektörde vadeli satış ve alış yapılıyorsa bocalayacaktır.

Bir sektör konsinye şeklinde çalışabilir.8 ay vadeli çalışabilir. Limitsiz kredi söz konusu olabilir. Nakliye ücreti alıcı işletmeler tarafından ödeniyor olabilir. Çalışan maliyetleri yüksek olabilir. Bunların girişimden önce bilinmesi muhakkaktır. Bir girişim bazen girerken kolay olabilir ama çıkmak istediğinizde uzun zamanınızı alabilir. Onun için girişimden önce hayati öneme haiz araştırmalar mutlaka yapılmalıdır.

Bir patron veya yönetici kuralları değiştireceğine, piyasayı terbiye edeceğine, kendi sistemine göre müşterilerini de kabul ettireceğine inanarak hiçbir işe girmemelidir. Çünkü dünyanın en zor faaliyeti kişileri alışkanlıklarından vazgeçirmektir. Müşteriler yıllarca alıştığı açık hesap, yürüyen vade ile alım yapmaya alışmışlarsa siz ne kadar uygun mal sunarsanız sunun kendi sisteminize döndüremezsiniz. Kendi bildikleri şekilde cari hesap sistemi uygulayacaklardır. Siz dönem cari hesap sistemi ile yola çıkıp bundan vazgeçmezseniz satış elemanınız satış yapmaktan çok cari hesap sistemini müşterisine anlatmak için zaman harcayacaktır. Bu da işletme için boşuna zaman kaybı, satış elemanı için ise hedeflere ulaşmayı engelleyecektir.

Burada üst yöneticilere patronlara bu ve benzeri konularda ikna etmek için önemli görevler düşmektedir. Patronlar genellikle daha önce yaptıkları işlerde kullandıkları sistemi yeni girişimlerinde de kullanmak isterler. Bir bakıma onlar da yıllardan bu yana alışılageldikleri sistemden vazgeçmek istemezler. Yöneticiler, sistem farklılıklarını, sektörel farklılıkları onlara anlatmakla yükümlüdür.

Aynı şekilde üretimde de saydığımız kurallar geçerlidir. Estetik olsun diye bir tencerenin sapını ince yapmak estetik değil üretim hatası olarak değerlendirilir. Çünkü içi dolduğu zaman tencerenin sapı taşıyıcılık görevi üslenecektir ve ev hanımları tarafından beğenilmeyecek (Kırılabilir çünkü) bu da işletmenin marka olmasını güçledirecektir.

İnşaat sektöründe ise durum tamamen farklıdır. Eskiden temelden satılan daireler şimdilerde tamamlanmadan satılmamaktadır. Dolayısıyla bir müteahhit yeterli sermayesi olmadan inşaata başlayamamaktadır.

Saygılarımla

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist