Yaşadığımız yüksek enflasyon nedeniyle bu yıl ilk kez yıl ortasında yapılan asgari ücrete ek zam da enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında erimeye devam ediyor. Yaklaşan kış mevsimi, ekonomik olarak dar ve orta gelirliler için biraz daha zor geçecek gibi gözüküyor.

Yıl ortasında yapılan emekli ve asgari ücret zamları yılın birinci yarısında yaşanan enflasyon oranı baz alınarak yapılmıştı. Hâlbuki verilen zam yılın ikinci yarısında geçim için verilmişti ama maalesef geriye dönük enflasyon oranları dikkate alınarak yapıldı. Önümüzdeki dönem yaşayacağımız yani yılın ikinci yarısında yaşayacağımız enflasyon oranı dikkate alınmadığından ve yüksek seyrettiğinden emekli ve asgari ücretliler için hayat pahalılığı ile mücadele bir yaşam biçimi şekline dönüştü.

Ağustos ayında TÜİK tarafından açıklana enflasyon oranı %80 in üzerindedir ama bağımsız ekonomi bilim adamlarından oluşan enflasyon araştırma grubu (ENAG) a göre ise %181 olarak verildi. Önemli olan vatandaşın çarşıda, pazarda, markette yaşadığı enflasyondur ve bu da %100 ün üzerindedir. Bana sorarsanız TÜİK ile ENAG ın açıkladığı enflasyon oranlarının ortalaması halkın yaşadığı enflasyon oranıdır yani %130 gerçek enflasyon oranıdır. TÜİK in bilgilerini baz alırsak temmuz ayında %2.37, ağustos ayında %1,46 olmak üzere iki ayda toplam %3,86 tüketici fiyatlarında artış meydana gelmiştir. Aynı hesabı ENAG verilerine göre yaparsak temmuzda %5.03, ağustosta %5,86 olmak üzere iki ayda tüketici fiyatları %11,18 yükselmiştir. Yukarıdaki gibi ortalama hesap yaparsak %7,5 luk iki aylık artışı kabul etmemiz gerekir. Yani maaşlar en az %7,5 oranında kaybolmuştur.

Yukarıdaki bilgilerin maaş ve ücretlere yansımalarını incelemeye çalışalım;

NOT: Yukarıdaki bilgilerde TÜİK ve ENAG ın temmuz ve ağustos ayı kümülatif TÜFE oranları baz alınmıştır.

Yılın ikinci yarısında asgari ücrete yapılan ek zamdan sonra bile temmuz ve ağustos aylarında yaşadığımız yüksek enflasyon zamlı maaşları da eritmiştir ve yukarıdaki tabloda görüldüğü gibidir.

Yaklaşık bir yıllık bir süreden bu yana devam eden ve aşmaya çalıştığımız ekonomik kriz döneminde tüketici olarak bizlerin bir takım yaşam tarzları benimsememiz normaldir. Ayrıca tüketim alışkanlıklarımız da değişime uğradı, ihtiyaçlarımızı ertelemek zorunda kaldık ve harcamalarımızı yaparken eskiden olduğu gibi araştırmadan değil zaman ayırarak araştırma yoluna giderek en ekonomik şekilde ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz. Bu arada bir takım tasarruf tedbirlerimiz yaşam tarzımıza dahil olmuştur.

Tüketiciler birliği federasyonunun (TBF) Ağustos 2022’deki “Ucuzun Peşinde” kamuoyu araştırmasına göre, vatandaşlar indirimli ürün bulmak için büyük çaba sarf ediyor. Aşağıda Tüketiciler birliği federasyonunun İstanbul üniversitesi iktisat fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Süphan Nasır ve Dr. Özge Ses kır Güvendik vasıtasıyla yapılan araştırmasında alınan sonuçlar aşağıdaki gibidir.

*Market alışverişlerinde indirimlere dikkat edenler=%74,1

*İndirimleri takip ederek tasarruf edebileceğine inananlar=%70,9

*İndirimler için harcanan zaman ve çaba tasarrufa değer diyenler=%58,8

*En ufak üründe bile market raflarındaki fiyatları karşılaştıranlar=%50,8

*Alışveriş öncesi indirim bulmak için birden fazla markete bakanlar=%57,5

Araştırmanın geneline bakarsak halkın %60 dan fazlası tasarruf edebilmek için ellerinden gelen her yolu denemeye çalışıyorlar ve istedikleri zaman istedikleri ürünü almaktan vazgeçebiliyorlar. Yani kendi ekonomilerini ön planda tutma gereğini duymaktadırlar. Ayrıca marka bağımlılığının da ekonomik ortamda rafa kalkabileceği yukarıdaki araştırmaya göre ispatlanmış gözüküyor.

Özetlemek gerekirse enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde dar ve sabit gelirli vatandaşların enflasyon karşısında ezilmelerini önlemek, hayat pahalılığının önüne geçmek için maaş ve ücretlerin her ay TÜİK tarafından açıklanan tüketici fiyat enflasyon oranına göre güncellenmesi gerekir.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist