Günümüzde hepimiz ekonomik terimlere, ekonomik kelimelere aşina olduk ve her gün okuduklarımızdan ve izlediklerimizden bir şeyler öğrendiğimiz için ekonomist olduk.

Konjonktürel dalgalanmaların görüldüğü ülkelerde fiyat hareketleri bazen yüksek, bazen de düşük olarak seyredebilir. Dezenflasyon kısaca fiyat artış hızının azalması olarak tanımlanabilir.

Enflasyon ise fiyatların genel olarak yükselmesi, halkın alım gücünün düşmesidir. Paranın satın alma gücündeki düşüşün belirlenebilmesi için Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine bakılır. TÜİK, bu verileri tüketicilerin hangi ürünleri ne oranda aldıklarını saptayarak belirler. Gıda ve hizmet gibi, 12 ana harcama sütunu ile bir alışveriş sepeti belirlenir. 400’den fazla ürünün bulunduğu bu sepete enflasyon sepeti denilir. Örnek olarak bu ay enflasyon sepetine 5 bin TL ödeyen tüketici bir sonraki ay 6 bin TL ödüyorsa burada %20 oranında bir enflasyon artışı var demektir.

Enflasyon verileri aylık ya da yıllık olarak hesaplanabilir. Kısaca Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)’deki yüzdesel değişim enflasyonu belirler. Bu yüzdesel değişimin kalıcı ve sepet genelinde mevcut olması enflasyonun belirlenmesinde önemli bir faktördür.

Enflasyonist ortam, özellikle dar ve sabit gelirliler için son derece zor bir dönemdir. Maaş ve ücretler enflasyonun üzerinde bir oranda artarsa problem olmayabilir ama genelde ülkemizde verilen ücret zamları enflasyon karşısında eriyip gitmektedir. Enflasyonun yükselme eğilimine girdiği dönemlerde maddi durumu elverişli olan vatandaşlar stok yaparak enflasyondan korunmaya çalışırlar. Örneğin hammaddeye, akaryakıta gelen zamlar üretim girdi maliyetlerini artıracağı için zorunlu olarak tüketici fiyatlarına yansıtılır ve enflasyon olarak karşımıza çıkar.

Enflasyon arz enflasyonu ve talep enflasyonu olarak basitçe iki bölümde incelenir. Arz enflasyonu, üretim veya ithalat çokluğu nedeniyle piyasanın ihtiyacından fazla mal sürülmesi sonucu oluşur. Bu durumda arz ve talep kanununa göre arz fazlalığından dolayı fiyatlar düşer. Talep enflasyonu ise piyasanın ihtiyacı olan mal ve hizmetler yeterli seviyede değilse tüketicilerin talep artışı karşılanamaz ve fiyatların yüksekliği söz konusudur.

Bir diğer enflasyon sebebi ise ekonomide güvenin sağlanamamasıdır. Ülkedeki yatırımcı, girişimci ve iş insanlarının ekonomiye olan güveni oluşmadığı durumlarda üretim azalır, yatırımlar durur, genel olarak işler durağanlaşır ve fiyatlar da yükselir. Ayrıca tekelleşme de enflasyon yüksekliğinin diğer sebebidir. Döviz kurlarının yüksekliği de enflasyon sebeplerinden biridir. Ülkemizde enflasyon yüksekliğinin sebebi kurların yükselmesidir. Çünkü ister ithal ister yerli olsun tüm ürünlerin fiyatları döviz kurları baz alınarak belirlenmektedir.

Deflasyon ise enflasyonun tam tersi yani genel olarak fiyatların sürekli ve kalıcı olarak düşmesi anlamına gelir. Sürekli olarak TÜFE oranının düşmesi ve kalıcı olması piyasada işlerin iyi gitmediğinin bir sinyalidir ve deflasyon var demektir. Deflasyon ortamı sanılanın aksine ekonomi için iyi bir durum değildir. Çünkü fiyatlar düşme eğilimine girdiği zaman son tüketiciler her ay fiyatların düşeceği hesabıyla ihtiyaçlarını erteleme yoluna gider ve piyasada işsizlik hâkim olur. Ekonomide canlılık olmayınca devletin vergi gelirleri de azalacaktır. Ayrıca stok fazlası oluşacağından işsizlik de yükselecek, işsizlik yükselince akım gücü de düşeceğinden ekonomide durgunluk söz konusudur.

Deflasyon olan bir ekonomide hiçbir satıcı satış yapmak istemez. Çünkü sattığı bedel aldığı bedelden daha düşük olacağı için zarar etmek istemeyecektir. Devlet harcamalarının, yatırımlarının arttırılması sonucu diğer sektörler de olumlu etkileneceğinden doğru bir yöntemdir hatta vergi oranlarında da düzenlemelere gidilmelidir.

Dezenflasyon ise, fiyatlardaki artış hızının yavaşlamasıdır. Örneğin fiyatı 1000 TL olan bir mal bu ay %30 artışla 1300 TL ye çıkar. Ancak önümüzdeki ay gelen zan %30 değil %10 olabilir. Dezenflasyon, enflasyon ortamlarında gözüken bir ekonomik dalgalanmadır.

Dezenflasyon, tüketicilerin alım gücünde artış yaşanmasını sağlar. Yüksek seyreden enflasyonun gücünün tükenmesi ve de enflasyonist bir seyre yelken açılabilmesi için, ekonominin de birtakım gelişmelere sahne olması gerekecektir:

Bozulan arz-talep dengesinin yeniden sağlanması

Hükümetin doğru maliye ve para politikalarını benimsemesi

Hammadde ve enerji maliyetlerinin düşürülmesi

Üretimin artması ve bunun sonucunda fiyatlar genel düzeyinde düşüşler…

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist