Uygulamaya konulduğu 21 Aralık 2021 tarihinden bu yana ekonomik olarak en çok tartışılan, en çok konuşulan konulardan birisi kur korumalı mevduat sistemidir. Birçok ekonomist, sistemin hazineye yük getirdiği, fakirden alınıp zengine verildiği şeklinde eleştiriler yapmış, sistemin gereksiz olduğunu savunmuşlardır. Ancak eleştiriler haklı olsa bile kur korumalı mevduat sistemi neden uygulamaya konuşmuştur? Neden böyle bir sisteme ihtiyaç duyulmuştur? Öncelikle bu soruların cevabını vermek gerekir.

Üretim ve ihracat odaklı büyüme hedeflerinin gerçekleşmesi yolunda atılan adımların bir parçası olan düşük faiz, yüksek kur dönemine geçildiği Eylül 2021 de uygulamanın başlamasıyla birlikte  artan döviz kurlarıyla birlikte yükselen enflasyon oranı kontrolden çıkmış, alım gücü sürekli düşerken özellikle dar ve sabit gelirliler için hayat pahalılığı her geçen gün artmaya devam ediyordu.(Düşük faizin esas sebebi üretimi teşvik etmek, kaynakları doğru kullanmak suretiyle işletmelerin üretim maliyetlerini azaltarak enflasyonun yükselmesinin önüne geçmekti ve atılan adın doğru idi. Ancak ekonomi entegre çalışan bir sistemdir ve dengelerin birine dokunduğunuz zaman diğer etkenler mutlaka tepki verir. Yani faizi düşürünce döviz kurlarının tepki vermesi normaldir. Dolayısıyla öncelikle enflasyonun kontrol altına alınması daha sonra faizin düşürülmesi gerekebilir.)

Kasım 2021 de yaklaşık 7-7,5 TL olan dolar kuru faizlerin düşürülmesiyle birlikte bir ayda 18 TL sınırına dayanınca hükümet de kurları kontrol altına alabilmek için kur korumalı mevduat sistemini devreye soktu ve 21 Aralık 2021 günü 18,34 TL ye kadar yükselen dolar kuru aynı gün akşamı KKM nin devreye girmesiyle %40 değer kaybederek 10,50 TL seviyelerine kadar düşmüştü. Ancak yaşanan bir yıllık süreçte tekrar 18 TL seviyelerine gelen dolar kuru uzunca bir müddet baskılanarak aynı seviyede tutuldu. Bu arada kur korumalı mevduata da yükselen ilgi döviz kurlarının durağanlaşması döneminde azaldı.

Sistemin getirdiği yük hazineden karşılanacağı için bir yerde faiz anlamı taşıdığı bir gerçektir ve hazine parası da vatandaşlardan toplanan vergilerle sağlandığı için fakirden alınıp zengine verildiği tezi doğrudur. Çünkü parası olan kesim bu sistemden faydalanmaktadır.

Peki madalyonun bir de öteki yüzüne bakmak gerekir. Kur korumalı mevduat uygulamaya konmasaydı ne olabilirdi? İşte bu sorunun cevabını irdelemek gerekir. Son derece yüksek bir ivme kazanan döviz kurlarının önlenememesi sebebiyle ülkede enflasyon astronomik seviyelere gelebilir, döviz kurları da daha astronomik şekilde yükselmeye devam edebilirdi. Dolayısıyla eleştirileri yaparken daha dikkatli olmalıyız.

Bir diğer konu kur korumalı sistemin hazineye getireceği veya getirdiği yükün nereye kadar olacağıdır. Yapılan açıklamalar 2023 yılında bu sisteme son verileceği yönündedir. Hazine ve Maliye bakanımız Sn. Mehmet Şimşek, dalgalı kur sistemine devam edileceğini, yani döviz kurlarının serbest bırakılacağını, müdahale edilemeyeceği yönünde açıklamalar yapması da sistemin sonunun gelmekte olduğunun habercisidir. Zaten seçimlerden sonra politika faizleri geçen iki ayda yavaş da olsa yükseltilmiş ve yumuşak geçiş yapılacağı yönünde seyir izlemektedir. Bu bağlamda daha rasyonel politikalar izleyeceğimiz açıktır.

Haber Türk gazetesinden Selim Karahan’ın haberine göre;

Kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarının toplamı 20 Ekim haftasında 85 milyar 512 milyon liralık düşüşle 3 trilyon 70 milyar 175 milyon liraya geriledi. Böylece KKM’de bugüne kadarki en yüksek haftalık düşüş yaşanırken, son 9 haftadaki toplam gerileme 337 milyar 774 milyon lirayı buldu.

Kur korumalı mevduatta (KKM) Merkez Bankası’nın attığı adımlar sonrası düşüş 9. haftasına girdi.

BDDK 20 Ekim haftasına ilişkin bankacılık verilerini açıkladı. Buna göre söz konusu hafta itibarıyla kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarının toplamı 3 trilyon 70 milyar 175 milyon lira oldu.

20 Ekim haftasında KKM hesaplarında 85 milyar 512 milyon liralık düşüş yaşandı. Böylece KKM hesaplarında bugüne kadarki en yüksek haftalık düşüş kaydedilmiş oldu.

HAFTA TOPLAM DEĞİŞİM
(MİLYON TL.) (MİLYON TL.
20.10.2023 3070175 -85512
13.10.2023 3155687 -72923
6.10.2023 3228609 -74566
29.09.2023 3303175 -1254
22.09.2023 3304429 -2131
15.09.2023 3306560 -26046
8.09.2023 3332606 -15719
1.09.2023 3348326 -20327
25.08.2023 3368653 -39296
18.08.2023 3407949 50240
11.08.2023 3357708 75337
4.08.2023 3282371 149903
28.07.2023 3132468 58563
21.07.2023 3073905 111630
14.07.2023 2962275 115600
7.07.2023 2846675 107281
27.06.2023 2739394 19786
23.06.2023 27196908 91295
16.06.2023 2628313 52310
9.06.2023 2576003 42396
2.06.2023 2533607 34880
26.05.2023 2498727 100558
18.05.2023 2398169 51413
12.05.2023 2346756 143631
5.05.2023 2203125 85534
28.04.2023 2117591 137798
20.04.2023 1979793 89209
14.04.2023 1890584 113754
7.04.2023 1776830 75767
31.03.2023 1701063 28230
24.03.2023 1672833 33071
17.03.2023 1639762 36344
10.03.2023 1603418 26227
3.03.2023 1577191 25366
24.02.2023 1551825 51973
17.02.2023 1499852 16433
10.02.2023 1483419 27632
3.02.2023 1455736 48892
27.01.2023 1406844 21119
20.01.2023 1385646 12231
13.01.2023 14373415 3406
6.01.2023 1370009 -45293

Son veriyle beraber son 9 haftada KKM’deki toplam düşüş 337 milyar 774 milyon liraya ulaştı.

MEHMET ŞİMŞEK: ÇIKMAK İSTİYORUZ

Ekonomi yönetimi göreve başladığından bu yana KKM’den kademeli olarak çıkmayı planladıklarını belirtti. Son olarak geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Dünya Bankası ve IMF’nin yıllık toplantıları için bulunduğu Fas’ın Marakeş kentinde yaptığı açıklamada Kur Korumalı Mevduat ‘tan çıkmak istediklerini belirtti.

CEVDET YILMAZ: ÇIKIŞ SÜRECİ DEVAM EDECEK

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı açıklamada, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından çıkışın devam ettiğini belirterek, “Finans piyasalarımızda istikrarsızlığa yol açmadan, rezerv birikimimizle, finansal piyasalardaki olumlu yönde gelişmelerle birlikte belli bir seyir içinde KKM’den çıkış süreci önümüzdeki dönem de devam edecektir” dedi

İLK ADIM AĞUSTOS’TA ATILDI

Merkez Bankası 20 Ağustos tarihinde Türk lirası (TL) mevduatları artıracak, KKM’yi azaltacak düzenlemeye gitti.

Düzenlemeyle, sadeleşme süreci kapsamında yabancı para mevduattan KKM’ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son verildi. Merkez Bankası’nca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan TL hesaplara geçiş ve belli oranda kur korumalı hesapların yenilenmesinin hedeflenmesine, kur koruması bulunmayan TL payı seviyesinde artış hedefine geçildi.

Bankalara yolladığı talimata göre TCMB, TL mevduata geçiş hedefini vadesi gelen gerçek kişi döviz dönüşüm hesapları için en az yüzde 10, TL kur korumalı mevduatlar için en az yüzde 50 olarak, geçilecek TL mevduatın vadesini ise en az 32 gün olarak belirledi.

ZORUNLU KARŞILIKLAR ARTIRILDI

14 Eylül’de ise Resmî Gazete ‘de yayımlanan kararla KKM’de zorunlu karşılıklar yükseltildi. Buna göre 6 aya kadar vadede zorunlu karşılık oranı yüzde 25, 1 yıl ve 1 yıldan uzun vadede ise yüzde 5 olarak belirlendi.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar