En basit şekilde anlatmaya çalışalım.

İki arkadaştan birisi diğerinden borç para istediği zaman borç para verecek olan bir hesap yapmak durumundadır. Arkadaşım bu parayı zamanında ödeyebilir mi? Bunu ödeyecek kadar geliri var mı? Ödeyemezse bana zararı ne olacaktır veya bana getireceği risk nedir? Bu kriterleri kendince değerlendirdikten sonra yaptığı tahminler olumlu ise arkadaşına borç parayı verecektir. Tahminleri olumsuz ise ne kadar yakın arkadaş olurlarsa olsunlar cevabı hayır olacaktır.

İş hayatında ise kredi veren kurum veya kuruluşlar (çoğunlukla bankalar) işletmelere kredi vermeden önce istihbarat birimleri tarafından istihbarat işlemi yaparlar. Yapılan bu incelemede işletmenin bilançosu, gelir tablosu gibi finansal göstergeler titizlikle incelenir ve en önemlisi stokların dönme çabukluğu, alacakların dönme çabukluğu vd. finansal oranların geçerliliğini inceledikten sonra karar verirler. Kredi verecek olan kurumun amacı müşteri kazanmak, bir nevi yatırım yapmaktır. Yapılan bu hesaplar sonucunda kredinin geri ödenip ödenemeyeceği, elde edilecek kazanç, alınacak risk gibi birtakım kriterler değerlendirilir ve sonuca gidilir ve işletmenin kredi notu belirlenir. Belirlenen kredi notu esas alınarak işletme hakkında karar verilir.

Ülkeler için de aynı yöntem geçerlidir: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da ülkelerin kredi notunu belirlemektedir. Globalleşen dünyada ülkelerarası yatırımlar çoğalmış, uluslararası ticari ilişkiler oldukça yoğunlaşmıştır. Bir başka ülkeye yatırım yapmayı planlayan bir yatırımcı ülkenin kredi notuna bakarak karar verecektir. Çünkü yapacağı yatırımın getirisi için ülkenin bir yerde ekonomik güven endeksine bakmak zorundadır. İşte bu ekonomik endeks yerine uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri ülke notu yeterli olmaktadır. Çünkü bir ülkenin kredi notu hesaplanırken o ülkenin ekonomik büyümesi, ekonomi güven endeksi, işgücü kalitesi ve maliyeti, cari açığı, dış ticaret dengesi gibi birçok kriter titizlikle incelenerek sonuca varılmaktadır. Dolayısıyla ülkenin kredi notu yatırımcının karını, taşıyacağı riskleri göstermektedir.

Özellikle 1980 lerden başlayan globalleşme sonucunda uluslararası yatırımcılar yatırım yapacakları ülke hakkında karar vermeden önce uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı değerlendirmeleri baz alarak karar vermeye başlamışlardır.

Söz konusu kuruluşlar gelirlerini her ülkeden aldıkları prim yoluyla elde etmektedirler.

DÜNYADA KREDİ DEĞERLENDİRME KURULIŞLARI

*Standart Poors:1960 yılında kurulmuştur ve New York’ta faaliyet göstermektedir.

*Moody’s:1913 yılında kurulmuş ve merkezi New York tadır.

Fitch Ratings:1914 yılında New York’ta kurulmuştur.

Kuruluşlar, ülkelerin kredi değerlendirmesini yaparken ülkenin risk seviyesini belirledikleri için uluslararası yatırımcılara bilgi aktarmaktadırlar. Ayrıca ülkenin siyasi istikrarı, ekonomi yönetimi konuları da ele almaktadırlar. Ekonomik değerlendirmede kriterler; ekonomisindeki istikrar, ekonomik büyüme potansiyeli, dış politikada izlenen yol, ülke yönetiminin tarzı, siyasi riskler, ülkenin merkez bankasının bağımsız çalışıp çalışmadığıdır.

Bu değerlendirmeler sonunda değerlendirmeyi yapan kuruluş, gelecekte muhtemel risklerin ortaya çıkmasını sağlar.

Ekonomimizde yaşadığımız son gelişmelerden sonra Moody’s ekonomi politikalarındaki kredi açısından pozitif olarak değiştirdi. Euronews sitesinin haberi aşağıdadır.

Türkiye’nin kredi notu 3 büyük derecelendirme kuruluşu tarafından son yıllarda izlenen geleneksel olmayan para politikaları ve yaşanan kur krizleri nedeniyle yatırım yapılamaz seviyeye düşürülmüştü

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, seçimlerden sonra geleneksel ekonomi politikalarına dönüşün faydalarının görülmeye başlanacağını belirterek, buna bağlı kalması halinde Türkiye’nin kredi notunun da yükselebileceği sinyalini verdi.

Türkiye’nin kredi notu 3 büyük derecelendirme kuruluşu tarafından son yıllarda izlenen geleneksel olmayan para politikaları ve yaşanan kur krizleri nedeniyle yatırım yapılamaz seviyeye düşürülmüştü.

Reuters’e konuşan Moody’s analisti Dietmar Hornung, politikalardaki yöntem değişikliğinin kredi görünümü açısından kesinlikle pozitif olduğunu belirtti fakat hala bazı önemli belirsizliklerin bulunduğunu vurguladı.

Türkiye’nin kredi notunu B3 görünümünü de sabit olarak belirleyen Moody’s, kredi notunu güncellemesini aralık ayında yapacak.

Öte yandan kredi notunu daha düşük bir seviyede ve görünümünü de negatif olarak belirleyen Fitch, güncellemesini cuma günü açıklayacak.

S&P Global ise eylül ayı sonunda güncelleme yapacak.

“Seçimlerden bu yana gördüğümüz adımlar umut verici ama sorunlar da bir hayli karmaşık,” ifadelerini kullanan Hornung, enflasyonun bu yıl yüzde 65’e yükselmesini beklediklerini ve başa çıkılması zor bir dizi dengesizlik olduğunu belirtti.

Hornung “Kredi görünümümüz normal ve aşağı yönlü bir risk görmüyoruz, ama değişimin pozitif etkilerini görmemiz zaman alacaktır,” ifadelerini kullandı.

Kredi notu ve görünümünde olası bir değişimin zamanlaması sorulduğunda ise Hornung bunun bir kısa mesafe koşusu değil maraton olduğu şeklinde cevap verdi.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar