Ülke ekonomisi için en önemli terimlerden biri olan ekonomik büyüme, toplumun her kesimini ilgilendirmektedir. Toplum ve bireysel bazda herkesin refah düzeyinin artmasıdır. Özellikle gelir dağılımının yükselmesi, halkın alım gücünün artması şeklinde kendisini gösterir.

Üretim miktarı, üretim kalitesi, üretim çeşitliliğinin artması her toplumun refah düzeyi açısından en önemli etkendir. Dolayısıyla üretim miktarının artması ekonomik büyümeyi de arttıracaktır.

Bir ülkenin üretim kalitesinin, üretim potansiyelinin, işgücünün bir önceki yıla veya yıllara göre artış göstermesi, daha çok nal ve hizmetin satılması anlamına gelmektedir. İşte geçen yıllara veya yıla göre üretilen mal ve hizmetlerin artması yoluyla elde edilen satış hacminin artması ekonomik büyüme, azalması ise ekonomik küçülme olarak tanımlanır.

Ülkede halkın alım gücünün artması, gelir seviyesinin yükselmesi, geçim sıkıntısının olmaması için ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması gerekir. Yani esas itibarıyla ekonomik büyüme üretim artışıyla sağlanmalıdır. Üretim dışında sağlanan ekonomik büyüme bir müddet sonra yerini yavaşlamaya bırakacaktır. Her yıl üretim alanında sağlanan artış süründürülebilir olması açısından önemlidir.

Ekonomik büyümede GSYH ve GSMH terimleri kullanılmaktadır. GSYH rakamlarının yıllık artışının belirli zaman aralığında reel olarak değişimini gösteren yüzde olarak hesaplanmaktadır. Nominal Gayri Safi Milli Hâsıla ise herhangi bir ülkenin yurt içi ve yurt dışında bir sene içerisinde üretmiş olduğu mal veya hizmet ile ilgili ürünlerin, cari fiyatlar ile çarpılmasıyla elde edilmiş değerdir. Ekonomik büyüme formülü;

(Δ GSYİH/ GSYİH) = (GSYİHt+1 – GSYİH) / GSYİH       şeklindedir. Bu hesap sonunda çıkan sonuç, 100 ile çarpıldığında ekonomik büyümenin yüzdesel verisi elde edilmiş olur. Bir ülkenin ekonomik açıdan büyümesi demek, insanların daha refah içerisinde yaşaması demektir. Ekonomik büyümeyi etkileyen faktörle aşağıdaki gibidir.

*Teknolojik gelişmelerin kullanılması, yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi

*Ülkede işsizliğin azalması, işgücü kalitesinin yükselmesi

*Ekonomide fiziksel sermaye mallarının çoğalması

*Emek gücündeki artış, istihdamın çoğalması.

*Doğal kaynakların ekonomiye kazandırılması 

Ekonomik büyüme rakamları üç ayda bir yani yılın çeyrek dönemlerinde TÜİK tarafından açıklanmaktadır.2022 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamları geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından açıklandı. Buna göre, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2022 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,9 arttı.

Ekonomi bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,1 küçülürken Türkiye ekonomisi, 9 çeyrek sonra ilk kez çeyreklik bazda daralmış oldu. Sanayi yıllık bazda yüzde 0,3’lük sınırlı büyüme kaydederken, çeyreklik bazda yüzde 2,2 küçüldü.

Üçüncü çeyrekte büyümeye en büyük katkı tüketimden geldi. Özel tüketimin yıllık büyümeye katkısı yüzde 12 olurken kamu tüketiminin katkısı yüzde 1,1 oldu. Yatırımlar büyümeyi yüzde 0,3 negatif etkilerken stok değişiminin negatif etkisi yüzde 9,6 oldu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,1 azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2022 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,6 arttı. Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 120,5 artarak 4 trilyon 258 milyar 168 milyon TL oldu. GSYH’nin üçüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 241 milyar 523 milyon olarak gerçekleşti.

Dolar bazında milli gelir 842 milyar dolara yükselirken, kişi başı milli gelir de 9 bin 947 dolar oldu.

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2022 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 21,6, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 13,9, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 12,6, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 7,6, hizmet faaliyetleri yüzde 6,9, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 4,9, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık yüzde 1,1 ve sanayi yüzde 0,3 arttı. İnşaat sektörü ise yüzde 14,1 azaldı.

2022 yılı üçüncü çeyreğinde ikinci çeyrekte olduğu gibi ekonomik büyümeye en büyük katkı sağlayan sektör bankacılık ve sigortacılık sektörü olduğu görülüyor. Sanayi alanında ise katkım payı yüzde 0,3 olmuş. Yukarıda bahsettiğim gibi önemli olan sanayi alanında yaşanan büyümedir ve bizim için sürdürülebilir olması ve büyüme rakamlarının halka yansıması önemlidir. Bankacılık açısından yaşanan büyüme, düşük politika faizi olmasına rağmen bankaların yüksek oranda faiz uygulamak suretiyle ihtiyaç sahiplerine verdiği kredilerden elde ettikleri yüksek kar rakamlarından oluşmaktadır. Ülke geneline bakıldığında %3.9 büyümeden bahsedilmektedir. Halka yansımasını ele alacak olursak, ekonomik büyüme, halkın gelir düzeyinin artması, alım gücünün yükselmesi ile kendini göstermelidir. Ancak günümüzde bu artışları maalesef gözlemleyemiyoruz.

Yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 19,9 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 8,5 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 1,3 azaldı.

Hane halkı harcamalarının artması, doğal olarak artacaktır. Yıllık enflasyonun %85 olduğu bir ortamda bu artış son derece doğaldır. Burada hane halkının satın aldığı miktar hesaba katılmalıdır. Hâlbuki halkın büyük bir bölümü yükselen fiyatlar nedeniyle özellikle gıda ürünlerine ulaşmakta zorluk çekmekte, alabildiği ürünleri ise en az miktarda aldığı halde yüksek rakam ödemektedir.

Mal ve hizmet ihracatı, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 12,6, ithalatı ise yüzde 12,2 arttı.

İşgücü ödemeleri, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 96,2, net işletme artığı/karma gelir ise yüzde 123,0 arttı.

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 29,5 iken bu oran 2022 yılında yüzde 26,3 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 54,1 iken yüzde 54,8 oldu.

Türkiye yılın üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 3.9 büyüdü. Bu büyüme oranıyla G20 ülkeleri arasında Çin ve Kanada ile beraber en yüksek 5. büyüme hızına sahip ülke oldu. Henüz 3. çeyrek verilerini açıklamayan Hindistan beklendiği gibi yüzde 5.8’lik bir büyüme açıklarsa Türkiye 6. sıraya gerileyecek. İkinci çeyrekte Türkiye büyüme hızında yüzde 7.6 ile G20 üçüncüsü olmuştu.

Böylece Türkiye, G20 ülkeleri arasında şu ana kadar 3. çeyrek büyüme verilerini açıklayan ülkeler arasında en hızlı büyüme kaydeden 5. ülke oldu. Türkiye 5. sırayı Kanada ve Çin ile paylaştı.

Şu ana kadar en hızlı büyümeyi kaydeden ülke yüzde 8.6 ile Suudi Arabistan oldu. Bu ülkeyi yüzde 5.7 ile Endonezya ve yüzde 4.3 ile Meksika takip etti.

 

3.çeyrek verilerini henüz paylaşmayan ülkelerden Hindistan’ın söz konusu dönemde yüzde 5.8 büyüme açıklaması bekleniyor. Eğer bu tahmin gerçekleşirse Türkiye büyüme liginde 1 sıra daha düşerek altıncılığa gerileyecek.

Yılın son çeyreği de hesaba katıldığında 2022 yılı ekonomik büyüme oranı % 5 olarak tahmin edilmektedir.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist

zozcivan@hotmail.com