ARAÇ SATIŞLARINDA SINRLAMA

Yüksek enflasyonu sonuna kadar yaşadığımız şu dönemde hükümet tarafından alınan önlemler çerçevesinde araç satışlarına sınırlama getirildi. Geçtiğimiz dönemde öncelikle büyük marketlerin yüksek fiyatla mal sattıkları gerekçesiyle bunlardan beş tanesine yüksek rakamlı para cezası kesilmişti.

Özellikle araç piyasasında ana bayide bulunamayan satılık sıfır km. araçlar, ikinci el piyasasında satılmaktaydı ve gazetelerde ilanları “satılık ikinci el sıfır otomobil” şeklinde görebiliyorduk. Cümleyi dikkatli okuduğumuz zaman” sıfır km ikinci el araba” şeklindedir. Hâlbuki sıfır km. aracın ikinci el olmadığı hepimiz tarafından bilinmektedir.

Sistemin işleyişi ise herhangi bir oto galerisi ana bayiye gelen arabaların büyük çoğunluğunu satın alıp depolaması ve olması gereken fiyatından daha yüksek bir rakamla satılması şeklinde uygulanmaktaydı. Tabii ki bu işler danışıklı döğüş diye tabir edilen bayi ile oto galerisinin anlaşması şeklinde olabilir. Ana bayi sıfır araç almak isteyen müşterisine yani kullanıcıya “bizde araba yok ama şu galeride var” diyerek müşterisini yönlendirmiş olabilir. Tabii ki aralarında ne tür anlaşma varsa elde ettikleri yüksek karı da paylaşabilirler. Ortada bir haksız kazanç olduğu kesin.

Ekonomik kriz dönemlerine sık sık duyduğumuz stokçuluk, özellikle enflasyonun yüksek olduğu süreçte ekonomik olarak büyüme hedeflerinin uygulanması sırasında veya yeni bir ekonomi modeline geçiş dönemlerinde ortaya çıkmaktadır. Haksız fiyat değerlendirme kurulunun yönetmeliğinde stokçuluk tanımı şöyledir. Olağanüstü hâl, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada darlık yaratan, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan faaliyetleri ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetleri” stokçuluk olarak tanımlanıyor.  Tanımdan da anlaşılacağı üzere halkın ihtiyacı olan mallara ulaşımı zorlaşıyor ve bunun sonunda ederinden daha yüksek bedel ödeyerek ihtiyacını karşılamak için yüksek bedel ödemek durumunda kalıyor. Yani ortada bir haksız kazanç mevcut ve rekabet krallarına da uyum sağlamadığından haksız rekabet ortamı oluşmaktadır. Genel olarak stok yapılan ürün arzı piyasada azalacağından iktisattın temek kurallarından biri olan arz ve talep kanununa göre o malın veya malların fiyatları yükselecektir. Başka bir ifade ile piyasada manipülasyona sebep olmaktadır.

Stokçuluk, daha önce bir ceza uygulaması olmaması nedeniyle özellikle korona virüs salgınının başlamasıyla birlikte ekonomi hayatında daha çık görülmeye başlamıştır. Hatta neredeyse bazı kimseler stokçuluğu meslek edinmeye başlamışlardır. Hâlbuki 6585 sayılı perakende ticaretin düzenlenmesi hakkında kanunda “tüketicinin mallara ulaşması engellenmez” hükmü bulunmaktadır.

Fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu” başlıklı Ek 1 maddede “Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz.” bulunuyor. Bu maddeye aykırı hareket edenlere maddi ceza uygulanıyor. Stokçuluğun cezası 50 bin ile 500 bin TL arasında değişmektedir.

Türk ceza kanununa göre ihtikar “Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Cümlesi bulunmaktadır.

Stokçuluk hakkında yukarıdaki bilgilerden sonra konumuza dönelim. Araba piyasasında stokçuluğu önlemek, haksız kazanca engel olmak ve haksız rekabeti önlemek amacıyla birtakım önlemler getirildi. Buna göre aracın ilk tescilinden itibaren şirketler, galeriler, rent a carla 6 ay süreyi ve 6,000 km. lik kullanım süresini geçmeden sıfır araçların satışı kanunla kaldırıldı. Açıklama ticaret bakanı Sn. Mehmet Muş tarafından kamuoyu ile paylaşıldı ve yürürlüğe konulmuş oldu.

Ülkemizde her konuda olduğu gibi araç alım gücü de enflasyondan önemli derecede olumsuz olarak etkilendiğinden hissedilir derecede düşmektedir. Başka bir deyişle artık dar ve orta gelirli vatandaşlarımızın araba alması hayalden öte gidemeyecektir. Günümüzde 400,000 TL’den düşük fiyatlı araba satın almak neredeyse imkânsız duruma gelmiştir. Aşağıdaki resimde açıkça görülmektedir.

Alınan bu karardan sonra araba piyasasında ne gibi gelişmeler olacağını hepimiz izleyeceğiz. Öte yandan araç fiyatlarının düşmesi için ana muhalefet partisi genel başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamuoyuna açıkladığı araçlardan alına özel tüketim vergisinin %25 e kadar düşürüleceği haberi gündemde yerini almıştır. Hakikaten arabalarda özel tüketim vergisi oranları oldukça yüksektir ve %45 ile %220 arasında değişmektedir. En azından düşük segmentte bulunan araçların ÖTV si düşürülebilir ve düşürülen miktar lüks araçlara uygulanarak hükümetin gelirlerinin düşmesine engel olunabilir. Önümüzdeki süreçte bu açıklamanın da takipçisi olacağız.

Bir diğer konu da engelli vatandaşlara tanınan ÖTV istisnası konusudur. Engel oranı devlet hastanelerinden alınan raporla %90 ve üzeri olduğu belgelenmiş engelli vatandaşlar belirli bir rakama kadar ÖTV siz araba alabiliyorlardı. İşte engelli aracının en yüksek değeri 460.000 TL dir. Ancak araba piyasasında bu rakama karşılık gelen 1 veya 2 tane araba mevcuttur. Bu konunun da ele alınarak limitin yükseltilmesi, engelli vatandaşlarımız tarafından beklenmektedir.

Stokçuluğun cezası bugün için yükseltilmiştir ve aralık ayında TBMM Başkanlığı’na sunulan teklifle ile birlikte stok yapanlara verilen ceza arttırıldı. Cezanın sınırı önceden 400 bin TL iken, şimdi 2 milyon TL’ye çıkarıldı. 50- 500 bin TL arası olan cezalandırma 100 bin ile 2 milyon TL arası olarak değiştirildi. Bu karar yürürlüğe girmiş durumdadır.

Sonuç olarak stokçuluk yaparak haksız menfaat sağlamak ne ticari etik kurallarına ne esnaflığa ne de insanlığa sığma ve kabule dilecek bir kazanç şekli değildir. Hükümetin bu konuda aldığı karar son derece doğrudur ve stokçulukla mücadele sürekli olarak yapılmalı, gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist