Yeni ekonomi modeline geçtiğimiz ve programın bir ögesi olan politika faizlerinin düşürülmeye başlamasıyla birlikte döviz kurları artmış ve yüksek enflasyona sebep olmuştu. Hükümetin döviz kurlarını kontrol altına almak için uygulamaya koyduğu tedbirlerin en önemlisi kur korumalı mevduat sistemine geçiş olmuştu.

Ancak geldiğimiz noktada döviz kurları son birkaç aydan bu yana yatay seyir izlemeye devam etmiş, kur korumalı mevduatta da ciddi bir düşüş yaşanmasına sebep olmuştur. Çünkü tasarruf sahipleri veya kur korumalı mevduat hesabı olanlar döviz kurunun sabit kalmasından dolayı karlılıkları sadece verilen faiz oranıyla sınırlı kalmıştır. Bu arada son birkaç aydan bu yana döviz kurlarının zorla sabit tutulduğu, merkez bankasının sürekli olarak piyasaya müdahale ettiği de gelen bilgiler arasındadır. Döviz kurlarının sabit kalması, enflasyon açısından önemlidir. Şu da bir geçektir ki hükümet, seçim atmosferine girdiğimiz için döviz kurlarını sabit tutmaya çalışmaktadır. Seçimden sonra ne olur yorum yapmayacağım hep birlikte göreceğiz.

Döviz kurlarının sabit kalması ihracatçılar için iyi bir gelişme değildir. Çünkü artan üretim maliyetleri nedeniyle giderler artarken gelirler sabit kalmakta, yani karlılık azalmaktadır. Bu durumda ihracat cazibesini kaybetmeye başlayacaktır. İhracatın azalması ise ülkeye döviz girdisi açısından negatif bir gelişmedir. Bazı ihracatçılar kara geçmek için dolar kurunun 30 TL olması gerektiğini belirtmişlerdir. Ege İhracatçılar Birliği Başkanı Jak Eskinazi’nin önceki gün İzmir’de, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin katıldığı toplantıda, doların 25 TL’ye yükselmesini istemiştir. Son alınan kararla ülkemiz ikili kura geçmiştir. Barış Soydan’ın haberine göre;

Eskinazi o konuşmada ihracatta büyük sorunlar yaşandığını belirterek şöyle dedi: “Pek çok iktisatçımız, döviz kurunu baskılayarak enflasyonu düşürmenin mümkün olmadığını dillendiriyorlar. Biz ihracatçılar da bu döviz kuruyla rekabetçi olamayacağımızı her fırsatta dile getirmeye devam ediyoruz. 2022 yılının son çeyreğinde daha önceden öngördüğümüz gibi ihracatta eksiye düştük. Anlayacağınız mevcut döviz kuru enflasyonla mücadelede size bir başarı kazandırmazken, bizlerin de rekabetçiliğinin önünde büyük bir set oluşturuyor. Özetle, hepimiz kaybediyoruz.”

Üretim maliyetleri zorunlu olarak ihracat fiyatlarına yansıtılacaktır. Ancak yükselen fiyatlar bu defa da ihracatçılarımızın uluslararası pazarlarda rekabet gücünü azaltacak, dolayısıyla ihracatın azalmasına sebep olacaktır.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe daha önce “Kurun enflasyon kadar artmasını istiyoruz” demişti. Ege İhracatçılar Birliği Başkanı ise somut seviye verdi: “TL’nin yüzde 30’dan fazla değer kaybetmesini, doların 25 TL olmasını istiyoruz.”

İhracatçıları dinlemek ve dertlerine çözüm bulmak zorundayız. Çünkü uzun yıllarda bun yana dış ticaret açığı veriyoruz ve 2022 yılı sonunda dış ticaret açığımız 100 milyar dolar gibi rekor seviyelere ulaşmıştır. Açığımız bu kadar olmasaydı ihracat yapmamız yavaşlasa da bizi etkilemezdi. Ancak bugünkü tabloda ihracat rakamlarının yükseltmek ekonomik açıdan zorunludur.

. TÜİK’e göre enflasyon geçen yıl yüzde 64 artarken TL dolar karşısında yüzde 30 değer kaybetti. Sonuç? Türkiye’nin ihracat artışı durdu, ithalat yapmak ise cazip hale geldi. Ve dış ticaret açığı 100 milyar dolara vurdu.

İkili kurla. Dünkü karara göre yurt dışındaki dövizini getirip Merkez Bankası’na bozduran firmalar yüzde 2 “destek” alacaklar. Sadece onlar değil, dövizinin yüzde 40’ını Merkez Bankası’na sattıktan sonra kalan kısmını kur korumalı mevduata dönüştüren ihracatçılara da bu kısım için yüzde 2 destek verilecek. Türkçesi: Dövizini getiren ve kur korumalı mevduata geçen şirketlere piyasa fiyatından farklı seviyeden dolar satılacak.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist