Öncelikle kur korumalı mevduata ihtiyaç neden duyuldu kısaca özetleyelim.

2021 yılı eylül ayından itibaren hükümetin üretim ve ihracat odaklı büyüme modelini uygulamaya koymak için başlattığı ve Türkiye modeli adını verdiği ekonomik modelin gerekçelerinden biri olarak düşük politika faizi uygulamaya başlamasından sonra yükselme eğilimine giren döviz kurlarının sürekli olarak ve kayda değer miktarda artmasından dolayı enflasyon da yukarı yönlü hareketlenmişti. Bir türlü önlenemeyen döviz kurlarını aşağıya çekmek için tasarrufçuların dövize yönlenmelerini önlemenin yanında enflasyonun da düşmesi için kur korumalı mevduat sistemi 21 Aralık 2021 akşamı yürürlüğe girdi.

Kur korumalı mevduat sistemine göre tasarruf sahiplerine nominal faizin üzerine döviz kurlarında meydana gelecek artışın hazineden karşılanacağı garantisi verildi ve sonuç da o dönem için alınmıştı. Çünkü 18.35 TL ye kadar yükselen dolar kuru 11,50 seviyelerine kadar yani %40 civarında geri geldi. Bugüne kadar yaklaşık 1,4 trilyon TL ye ulaşan kur korumalı mevduat sistemine beklenenden fazla ilgi gösterildi. Ancak kısa bir süre stabil seyreden döviz kurları gene yükselişini sürdürdü ve günümüzde 18,60 TL de gene stabil kalmaya devam ediyor. Fakat geçen yıl yapılan politika faizlerinin gerilemesine önemli miktarda tepki göstermesine rağmen son üç aydan bu yana yapılan indirimlere döviz kurlarının tepkisi azalmış gözüküyor.

Döviz kurlarının stabil kalmasının en önemli nedenlerinden biri ise T.C. Merkez bankasının diğer bankalar aracılığıyla piyasaya müdahale ettiği gerçeğidir. Gelen bilgilere göre her ay yaklaşık on milyar TL tutarında yapılan müdahale sayesinde döviz kurları stabil halde tutuluyor.

Durum böyle olunca kur korumalı mevduat gelirleri de sadece faiz tutarı ile azalmış olabilir. Yani sistemin başlangıcında olduğu kadar tasarrufçulara gelir getiremiyor. Çünkü döviz kurları artmayınca getirisi de sadece faiz geliriyle kalmış olmaktadır.

Tasarrufçuların en yüksek gelir elde etme gayreti içinde olacağını dikkate aldığımızda kur seviyeleri sabit kaldığında tasarrufçular da kur korumalı mevduat sisteminden vazgeçerek başka finansal yatırım araçlarını kullanmaya yöneleceklerdir. Liralaşma stratejilerinin en önemli faktörlerinden olan kur korumalı sistem Aralık 2023 tarihine kadar uzatılmıştı ama getiri azalınca sistem kendiliğinden kaybolabilir.

Yani dolar kuru 18,60 seviyelerinde kaldığını varsayarsak ağustos ayında KKM ye katılan yatırımcılar döviz kuru farkı almaksızın sadece faiz getirisi ile kalmakla yetinecekler ama kur yükselişi olursa getiri çoğalmış olacaktır.

Son dönemde hazinenin kur farkı ödemelerinde de azalma gözükmektedir. Ağustos ayında hazineden yapılan ödeme tutarı 15 milyar TL iken eylül ayında bu rakam 9,2 milyar TL dir.

Tera Yatırım Baş ekonomisti Enver Erkan’a göre “TL, KKM sistemi çıktığından beri dolara karşı yüzde 28 değer kaybetti. Sistem ilk açıldığında yıllık KKM faiz tavanı yüzde 17 idi. 3 aylık dönemsel faiz ise yüzde 4,25 seviyesindeydi.

Politika faizi +3 olan KKM faiz tavanından dolayı artık bundan sonra açılan hesaplarda yıllık faiz yüzde 13,5, dönemsel 3 aylık faiz yüzde 3,5 olacak. Gelecek ay ise politika faizi yüzde 9’a düşmesi beklendiğinden, yılık KKM faiz oranı yüzde 12, 3 aylık dönemsel oran da yüzde 3 olacak.”

Sistem başladığından beri KKM birikiminin 1,4 trilyon TL’yi aştığını hatırlatan Erkan, 20 Aralık’tan sonraki ortalama dolar kurunun 15,86 olduğunu hatırlatarak, “Bütçeye göre Hazine’den şimdiye kadar 85 milyar TL civarı KKM ödemesi yapıldı. Dolar şu anda olduğu yerde kalırsa yıllık vade dönümünde ortalama KKM maliyetinin yüzde 17 üzerinde bir seviyeye işaret eder ki, bu hemen hemen başa baş noktası. Yani KKM ödemesi için yıllık vadeye bağlayanların 18,60 üzeri bir kura ihtiyacı olacak” dedi.

Erkan ayrıca “Bankalar KKM dönüşümlerini hızlandırmaları için zorunlu karşılık düzenlemeleri ile zorlanıyorlar. Bu da belki KKM ürününün yanında dolar satış opsiyonu (put option) gibi ek seçenekleri mudilere sunmalarına neden olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Seçimin dolar kuru açısından bir ayraç olabileceğini belirten Erkan, “Dövizin sert düşmesi ya da set yükselmesi gibi durumlara karşı getiri elde etme ve ana para artı faizi koruma anlamında bedava opsiyona doğru yeniden bir eğilim olabilir. Şimdi ise kurun zımni oynaklığı aşırı düştüğü için ve dönemsel faiz oranları aşılmadığı için ekstra KKM getirisi olmuyor” dedi.

Kur korumalı mevduat sistemi, ekonomik açıdan bakıldığında hazineye ciddi miktarda yük getirmiştir. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki sistem olmasaydı döviz kurları nereye giderdi ve bunun enflasyona sebep olacağı gerçeğiyle halka yansımasının olumsuz olacağı da kesindir.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist