Eylül 2021 tarihinde başlayıp seçimlere kadar devam eden düşük faiz yüksek kur sistemi seçimlerden sonra iş başına gelen ekonomi yönetimi tarafından alınan kararlarla sona ermiş, politika faizleri her ay yükseltilmeye devam etmiştir. Seçimden sonra %8,5 olan faiz oranı Eylül 2023 de %35 e kadar yükseltilmiştir. Yani dört aylık sürede politika faizi %26,5 oranında arttırılmıştır.

Yetkililer enflasyonu önlemek için sıkılaştırılmış para politikasının sonuç alınıncaya kadar devam edeceği yönünde açıklama yapmışlardır. Ancak faizlerin yükselmesine rağmen döviz kurları düşmedi ve aksine artmaya başladı, enflasyon ise yükselmeye devam ediyor. Bunun sebebi seçimden sonrasına ertelenen zamların birbiri ardına gelmesinden başka bir şey değildir. Yaşadığımız deprem felaketinin etkileri başta olmak üzere brent petrol fiyatlarındaki tırmanış enflasyonun bir diğer sebebidir.

Enflasyonun %59 lara kadar yüksek olduğu bir ortamda politika faizinin %30 olması yeterli değildir. Çünkü tasarruf sahipleri kendilerini enflasyondan korumak hatta enflasyondan daha yüksek gelir elde etmek için finansal enstrümanları kullanacaklardır. Faizin enflasyondan düşük olduğu sürece yani reel faizin eksi değerlerde kaldığı dönemlerde TL ye olan talep artmaz, dövize olan talep artar. Diğer yandan kur korumalı mevduattan çıkmak için birtakım önlemler gündemdedir. Evet o dönemde kur korumalı mevduat bir zorunluluktu ama günümüzde görevini tamamladı ve son verilmesi gerekebilir. KKM den dönen vatandaşlar ise reel faiz eksi de olduğu için dövize yönelebilirler. Dolayısıyla arz ve talep kanununa göre döviz kurları bir miktar yükselme eğilimine girebilir.

Enflasyon konusuna gelince önümüzdeki dönemde yıl sonuna kadar brent petrol fiyatının 100 dolara çıkabileceği, dolayısıyla akaryakıt fiyatlarının önemli derecede artabileceği tahmin edilmektedir ve doğru bir görüştür. Akaryakıta gelecek zam ise sanayinin tüm ürünlerine yansıyacağı için enflasyon da yüksek seyredebilir.2024 ün ilk çeyreğinde düşeceği söylense de ancak baz etkisiyle düşebilir ama bu da çözüm değildir.

Enflasyonun yükselmesinin bir diğer sebebi de iç taleptir. Yani vatandaşlarımızın nasıl olsa zam gelecek düşüncesi ile ihtiyaçlarının ötesinde satın alma algısının oluşmasıdır. Talep çok olunca fiyatların da yükselmesi normaldir.

Merkez bankasının kararının ardından yapılan açıklama aynen şöyledir; “Kurul, de enflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir” denildi.

Banka ayrıca, faiz artışlarının devam edeceği mesajını yenileyerek “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” dedi.

Para Politikası Kurulu (Kurul) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 25’ten yüzde 30 düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir.

Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir.

Enflasyon temmuz ve ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleşmiştir. Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu unsurlar, enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir.

Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle de enflasyonu 2024 yılında Rapordaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır.

Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmaya başlaması fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.

Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.

Kurul, mevcut mikro- ve makro ihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Sadeleşme süreci, etki analizleri dikkate alınarak kademeli olarak devam edecektir. Bu kapsamda, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmektedir. Kurul, faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almayı sürdürecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir. TCMB, haziran ve temmuz aylarında toplam 900 baz puanlık faiz artışıyla politika faizini yüzde 17,5’e çekmiş, enflasyon görünümünde belirgin düzelme olana kadar kademeli sıkılaşmanın devam edeceğini söylemişti.

Fakat yapılan faiz artışı, vergi artışları ve TL’nin değer kaybı sebebiyle yükselen enflasyonun yanında beklentilerin oldukça altında kaldı. TCMB faiz kararlarını sıkılaştırma içeren diğer adımlarla destekledi.

TCMB beklentilerin altında kalan 900 baz puanlık faiz artışının ardından Cevdet Akçay, Fatih Karahan ve Hatice Karahan’ın da katıldığı yenilenen kadrosuyla ağustos toplantısında gaza bastı.

Enflasyondaki hızlanma üzerine TCMB, 24 Ağustos’taki toplantısında 750 baz puanlık rekor artışla faizi yüzde 25’e yükseltti.

Ancak bu oran, iki hafta önce açıklanan Orta Vadeli Program’daki (OVP) 2023 sonu için yüzde 65, 2024 sonu için yüzde 33’lük enflasyon beklentilerinin belirgin düzeyde altında kalıyordu.

Nitekim, TCMB’nin geçen ayki faiz kararı açıklamasında faiz artışlarının devam edeceği mesajı verilerek “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” denilmişti.

TÜİK’e göre ağustosta aylık enflasyon yüzde 9,09, yıllık enflasyon yüzde 58,94 olmuştu. ENAG ise ağustosta enflasyonu aylık yüzde 8,59, yıllık yüzde 128,05 olarak hesaplamıştı.

Peki bu faiz artışı ne kadar devam eder? Bu sorunun cevabi enflasyon oranlarına bağlıdır. Yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi enflasyon baz etkisi ile de olsa önümüzdeki yıl düşme eğilimine girer ve politika faizi ile aynı oranda birleşebilir. İşte o gün geldiğinde faiz artışı son bulabilir.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar