Yaşı 50 ve daha üzeri olanlar için biraz gerilere gidelim.1970 li yıllarda ülkemizde üniversite sayısı hatırladığım kadarıyla 10’dan azdı ve sadece büyük kentlerimizde vardı. Üniversite tahsili yapmak bir ayrıcalıktı ve girişler bugüne kıyasla daha kolay denebilirdi. Çünkü üniversiteye girecek aday sayısı azdı ve kontenjanlar da sınırlı sayıda idi.

Bugünkü koşullara baktığımızda ise ülkemizin neredeyse her beldesine yayılmış 208 tane üniversitemiz mevcuttur. Doğal olarak fakülteler ve yüksek okullar da üniversite sayısına paralel olarak çoğalmış, yeni branşlar ilave edilmiştir. Yukarıda da bahsettiğim gibi yurdun her bölgesinde eğitim veren üniversitelerimiz sayesinde öğrenciler memleketlerini terk etmeden tahsil hayatlarını sürdürebilme imkanına kavuşmuşlardır. Bu gelişme bazılarımız tarafından yapılan olumsuz eleştirilerden nasibini almış; yeterli laboratuvar, öğretim üyesi olmadığı yönünde eleştirilere maruz kalmıştır. Eleştiri her zaman her konuda yapılmalıdır ama hiçbir konu eksiksiz başlanamaz. Kervan yolda düzelir” atasözünde de vurgulandığı gibi zaman içinde eksikler tamamlanır ve ülkemize yaralı çocuklar yetişecek hale gelir ve birçoğu da gelmiştir.

Bu konuda yapılacak en verimli eleştiri, binlerce üniversite mezunu vermemize rağmen bunlara iş olanağı sağlayabilecek yatırım yapamamamız olabilir. Üniversite mezunu çok olunca doğal olarak mezun da çok olacaktır ve bunlara iş olanakları hazırlamak gerekir. Bunun için de devletin ve özel sektörün üretim yatırımlarının artması gerekecektir. Yani ekonomik gelişme ve büyüme için en önemli koşul üretimin arttırılmasıdır.

Üniversite mezunlarımızın iş bulma konusunda sadece devletten çözüm beklemek de yanlıştır. En önemlisi öğrencilerin kendi kendilerini yetiştirebilmesidir. Bugünkü toplumda neredeyse her genç üniversite mezunudur ve iş bulmakta zorluk çekmektedir. Artık günümüz koşullarında sadece üniversite mezunu olmak, bir yabancı dil bilmek yetmiyor. Yüksek lisans hatta doktora yapmak birden çok yabancı dil bilmek gerekiyor. Ayrıca branşı dahilinde staj yapmak uluslararası araştırmalara katılmak gibi çalışmalara da katılmak bir öğrenci için olmazsa olmazlardandır.

Burada belirtmem gerekir ki doktora yapıp akademisyen olmak isteyenlerin kadro sorunu da unutulmamalıdır.

Üniversite öğrencilerimiz, ülkenin geleceği için son derece önemli değerlerdir. Ancak günümüz koşullarında her 4 işsizden biri üniversite mezunudur.

Türkiye İş Kurumunun (İŞKUR) verilerine göre ülkede kayıtlı işsiz sayısı son 15 yılda 10 kat arttı. 2019’da 4 kayıtlı işsizden biri üniversite mezunu. Üniversite mezunu işsizlerin sayısı özellikle son yıllarda iyice yükselirken son 3 senede 2’ye katlandı. İŞKUR ağustos ayında 4 milyon 44 bin kayıtlı işsiz olduğunu açıklarken bunun 1 milyon 34 bini üniversite mezunlarından oluşuyor.

İŞKUR verilerine göre 2004’te 97 bin 545 olan üniversite mezunu işsiz sayısı 2019’da 1 milyon 34 bine yükseldi. Bu da üniversite mezunu işsiz sayısının 15 yılda 9,6 kat arttığı anlamına geliyor. Artış oranı yüzde 960.

Üniversite mezunları; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunlarını kapsıyor. Üniversite mezunu kayıtlı işsiz sayısı özellikle son birkaç yılda yüksek oranda arttı. 2016 Ağustos ayında 489 bin olan sayı, 2019’un aynı döneminde 1 milyon 34 bine çıktı. Bu da üç yılda üniversite mezunu işsiz sayısının yüzde 111 arttığı anlamına geliyor.

Kaynak: İŞKUR (Üniversite mezunları; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunlarını kapsamaktadır. Veriler her sene ağustos ayını yansıtır. 2004 ve 2005 verileri yıl sonu; 2011 ise Kasım ayına aittir.)

İŞKUR’un son açıkladığı Ağustos verilerine göre 4 milyon 44 bin işsiz arasında yüzde 40,2 ile ilköğretim mezunları (1 milyon 627 bin) ilk sırada yer alıyor. İkinci sırada yüzde 26,4 ile lise mezunları (1 milyon 68 bin) var. Bunu yüzde 25,6 ile üniversite mezunları takip ediyor. Bu da lise mezunlarıyla üniversite mezunlarında kayıtlı işsiz sayısının neredeyse aynı olduğu anlamına geliyor. Üniversite mezunları iş ararken lise mezunlarından daha fazla şansa sahip değil. 170 bin okur yazar olmayan kişi de İŞKUR’dan iş bulmasını bekliyor. Okur yazar işsizlerin sayısı ise 146 bin.

Kaynak: İŞKUR (Üniversite mezunları; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunlarını kapsamaktadır. Veriler her sene ağustos ayını yansıtır. 2004 ve 2005 verileri yıl sonu; 2011 ise Kasım ayına aittir.)

Kaynak: İŞKUR (Üniversite mezunları; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunlarını kapsamaktadır. Veriler her sene ağustos ayını yansıtır. 2004 ve 2005 verileri yıl sonu; 2011 ise Kasım ayına aittir.)

Türkiye’de işsizlikle ilgili iki kurum veri açıklıyor. İŞKUR reel verilere dayalı kayıtlı işsiz sayısını açıklarken Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hane halkı anketiyle işsizlik oranını ortaya çıkarıyor. Bu yüzden iki kurumun verileri arasında farklılıklar oluyor. TÜİK’in en açıkladığı Haziran verilerine göre Türkiye’de genel işsizlik oranı yüzde 13. Üniversite mezunlarının işsizlik oranı da yüzde 13.

Kaynak: İŞKUR (Üniversite mezunları; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunlarını kapsamaktadır. Veriler en son açıklanan ağustos ayına aittir)

NOT: Yukarıdaki yazıda euronews sitesinden yararlandım.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist