Globalleşen dünyada gelişen teknoloji ile birlikte ticaret şekilleri de değişime uğradı.1980 li yıllarda merhum Turgut Özal döneminde öncelikle telefon kullanımına bağlı olarak bilgisayar ağının her konuda gelişmesi ve her kesimin kullanmaya başlaması sonucu e ticaret ile tanışmış olduk e- ticaret öncelikle işyeri kirası, personel ücretlerinin minimuma inmesi, belirli işletmelerle anlaşma nedeniyle stok maliyetinden elde edilen tasarruf gibi maliyet düşüklüğü sağlamasıyla kısa zamanda alışveriş dünyasında yerini almış oldu.

Globalleşmeye bağlı olarak e ticaret sadece yurt içinde değil, yurt dışında ve uluslararası ticaret dengelerinin değişmesine neden oldu. Son yıllarda akıllı cep telefonlarının çok hızlı yayılması ve toplumun neredeyse tüm bireyleri tarafından kullanılması da e ticaretin ivmesinin yükselmesine yardımcı oldu.

Ülkemizde ise hemen hemen her sektörde yerini alan e ticaret sistemi, bizi ve tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını döneminde potansiyelini astronomik derecede arttırdı. Tüketici veya müşteri olarak bizler de sıkıntılı dönemlerde sokağa çıkma yasağı da eklenince e ticaret ile alışveriş yapmayı hızlandırdık. Hiç dışarıya çıkmadan evimize kadar ürün teslim edilmesi, kredi kartlarıyla alışveriş alışkanlığı e ticarete yönlenmemizin sebepleri arasındadır.

E ticaretin yukarıda belirtmeye çalıştığım kolaylıkları yanında birtakım riskleri de söz konusudur. İstenilen kalitede malın gelmemesi, kredi kart nolarının suistimal edilmesi ilk akla gelen risk konularıdır. Öncelikle e ticaret vasıtasıyla alışveriş yapmadan önce ilgili işletmenin ticaret bakanlığından lisansı olup olmadığına bakılmalıdır.

E ticaretin hızla yaygınlaşarak sosyal medya aracığı gibi ağlar kullanılarak yapılması, devletin bir takım vergi kayıplarına yol açtığı gibi alışveriş merkezleri ve mağazacılık faaliyetleri gösteren işletmelerin de işlerinin azalmasına sebep olmuştur. Bu bağlamda yeni e ticaret yasası zorunluluk haline gelmiştir. Yasaya göre internetten satış yapan platformların büyümesi sınırlandırıldı. Artan vergilerle maliyetler KOBİ’lere yansıtılacak ancak vatandaş daha pahalı maliyetlere katlanmak durumunda kalacak.

Yeni e ticaret yasasına göre yıllık net işlem hacmi 10 milyar TL’nin ve iptal ve iadeler hariç işlem sayısı (alışveriş sayısı)100 bin adedin üzerinde olan e ticaret aracı hizmet sağlayıcılar, faaliyetlerine devam edebilmek için 1 Ocak 2025 tarihine kadar ilgili bakanlıktan lisans almak zorunda kalacak ve lisansını yenileyecek.

Bu arada lisans bedelleri de doğal olarak artacağından maliyetlerine ticaret platformlarında faaliyet gösteren birçok KOBİ ye yansıtılacağı ve artan maliyetlerin ürün fiyatlarına ekleneceği görüşü kesinlik kazanıyor. Yeni e ticaret yasasına göre işlem hacmi 30 milyar TL ye kadar olan platformlarda yüzde 2, işlem hacmi 30 milyar TL’yi geçen platformlarda %3 reklam limiti söz konusu olacak. İnternet platformlarının kendi markaları ile satış yapmaları yasaklanırken, kampanya ve indirimlere de sınır getiriliyor.

Yeni yasanın yürürlüğe girmesi, perakende sektöründe faaliyet gösteren mağazacılık sektörü ve AVM’lerin korunması amaçlı olduğu basında belirtilmiş. E ticaretin büyük bir hızla ticari hayatta yerini alması, özellikle AVM’lerde kiralamalarda sorunlar yaşandığı, yeni yasa ile son tüketicilerin mağazayı tercih etmelerinin sağlanacağı gelen bilgiler arasında bulunuyor.

Öncelikle belirtmem gerekir ki biraz empati yapmamızda fayda var. Ekonomik krizi aşmaya çalıştığımız ve özellikle maddi varlıkların ekonomiye kazandırılması, devletin vergi kayıplarının en aza indirilmesi, işsizliğin azalması gibi faktörlere en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemi yaşıyoruz. Devlet, vergi kaybının kesinlikle önüne geçmelidir ve bunun için ne gerekiyorsa yapmalıdır. AVM’lerin veya perakende sektörünün haklarının korunması, ürün maliyetlerinin yükselmesi gibi etkenler vergi kaybından daha önemli değildir. Kaldı ki fiyatların yükseleceğini tahmin etmek erken bir fikirdir. Dönüşümün yaşanması beklenerek sonuçların rasyonel şekilde irdelenmesi gerekir. Bazı kurum veya şahıslar hiç vergi vermeden sosyal medyayı kullanarak internet satışı yapmaktadırlar ve bu işlemlerden devlete katkıları hiç yoktur. İşte bu tür kayıpları önlemek başta olmak üzere ilgili bakanlıktan lisans alarak veya yenileyerek tüketicinin de hakları korunmuş olacaktır. Çünkü lisansı olmayan işletmeler e ticaret faaliyetinde bulunamayacakları için yukarıda bahsetmeye çalıştığım ve tüketicinin aleyhine olan gelişmeler söz konusu bile olamayacaktır. Ayrıca tüketicilerin rahatlıkla ve güvenle alışveriş yapabileceği platformlar kendiliğinden oluşacaktır. Devlet, işletmelerden önce vatandaşlarının çıkarlarını gözetlemelidir ve yeni e ticaret yasası ile vatandaşların hakları korunması esas alınmıştır.

Saygılarımla

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist