Hükümet, üretim sektörünün kredi maliyetlerini düşürmek ve ihracat odaklı büyüme hedefi amacıyla yaklaşık bir yıl önce düşük faiz politikasına geçmişti. Ancak uygulamada görülen aksaklıklar ve özellikle bankaların T.C. Merkez bankasından düşük faiz oranıyla aldıkları parayı yüksek oranlı kredi ile tüketicilere satmalarının önünü kesmek amacıyla bir süre önce zorunlu karşılıklar için yeni bir düzenleme yoluna gitmişti. Çünkü bankalar bırakın faiz indirimini düşük faiz politikası uygulamasına geçtikten sonra kişi ve kurumlara eskisinden daha yüksek faiz oranı ile kredi verdiler ve sanayici, düşük faizli krediden faydalanamamıştı. Bunun üzerine T.C. Merkez bankası bir süre önce aşağıdaki kararları alarak resmî gazetede yayınlandı ve yürürlüğe girmişti.

30 Aralık 2022 itibarıyla 29 Temmuz 2022 tarihine göre yüzde 10 kredi büyüme oranını aşan kredi tutarı kadar menkul kıymetin bir yıl boyunca tesis edilmesine karar verildiği kaydedilen açıklamada, hariç tutulan kredi türlerinin harcama mukabili kullandırılmaması halinde menkul kıymet tesisine tabi olmasının kararlaştırıldığı ifade edildi.

Duyuruda ayrıca tebliğin yayımı tarihinden itibaren 2022 yıl sonuna kadar kullandırılacak ticari nitelikteki kredilerde Merkez Bankası tarafından yayımlanan yıllık bileşik referans oranın 1,4 katı üzerinde yıllık bileşik faiz oranıyla kullandırılacak kredi tutarının yüzde 20’si, 1,8 katı üzerinde yıllık bileşik faiz oranıyla kullandırılacak kredi tutarının yüzde 90’ı nispetinde menkul kıymet tesis edilmesine karar verildiği belirtildi.

Yukarıdaki kararlardan sonra ekonomi zorunlu karşılık ayırma zorunluluğu bankaların verdikleri kredi faizi baz alınarak zorunlu karşılık ayırmaları koşulu yürürlüğe girdikten sonra kredi faizlerinin düşmesi ve sanayicinin ucuz maliyetli kredi kullanarak üretim maliyetlerinin aşağı yönlü harekete geçmesi bekleniyordu. Zaten alınan kararların temel amacı sanayicinin ucuz krediye ulaşmasının kolaylaştırılması idi. Üretimde maliyetlerin ucuzlaması ise yüksek enflasyonun engellenmesi için etkenlerden biridir. Çünkü üretim artışı sağlandığı zaman arz ve talep kanununa göre arz fazlalığı olacağından fiyatların düşmesi gerçekleşecektir ve bu da enflasyon yönünden olumlu şekilde piyasalara yansıyacaktır.

Merkez bankasının kredi faizlerine yönelik bir süre önce yaptığı düzenleme sonrası   kredi faizlerinde küçük de olsa gerileme olduğu ancak bazı bankaların kredi verme konusunda ketum davrandıkları görülmektedir. İş dünyasının en büyük problemlerinden biri içinde bulunduğumuz ve aşmaya çalıştığımız ekonomik kriz döneminde finans kaynaklarına ulaşabilmektir. Özellikle üretim işletmeleri her geçen gün büyümek, ihracat rakamlarını arttırmak, ithal ikame ürün üretebilmek, daha çok istihdam sağlayabilmek, üretim hacmi ve çeşitliliğini arttırabilmek, uluslararası pazarlarda rekabet koşullarına ayak uydurabilmek ve sürekli artan tedarik problemlerini aşabilmek amacıyla finansman ihtiyaçları olması son derece doğaldır.

Aşağıda bazı sanayi kuruluşları yetkililerinin bu konudaki yaşadıkları gerçeklerdir.

 Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkan Vekili Ahmet Hamdi Gür doğan ise, “Eximbank reeskontları, uzun vadeli kredileri bitince elimiz kolumuz bağlandı. Bu sefer bankaların eline düştük. Bankalar da her türlü zorluğu çıkarıyorlar” dedi.

Piyasada en düşük ticari kredi faizinin yüzde 30’lar seviyesinde olduğunu ancak kullanamadıklarını aktaran Gür doğan, şöyle devam etti:

“Bankalar yeni kredi vermeyi bırak, var olan, ödediğimiz kredide bile zorluk çıkarabiliyor. Hiçbir kolaylık sağlanmıyor. Eximbank’a borcumuz olduğu zaman erteleyebiliyoruz. Zaten en büyük güvencemiz olan Eximbank’ın kaynakları artsa, bu sıkıntılar ortadan kalkar. Ve daha birçok ekonomik sebeple sürekli artan tedarik problemlerini aşabilmek için finansman ihtiyaçları olması son derece doğaldır. Dolayısıyla finansmana ulaşabilmelerinin de kolaylaştırılması gerekir.

Ağustos ayında merkez bankası para politikası kurulunun 100 baz puan politika faizlerini düşürmesinden sonra %50 ye varan kredi faizlerinin önemli oranda düşmesi beklenmesine rağmen beklenildiği ölçüde kredi faizlerinin düşmediği, sanayiciler tarafından dile getirildi.

OSTİM Sanayici ve İş İnsanları Derneği (OSİAD) Başkanı Süleyman Ekinci, “Merkez Bankası’nın iki hafta önceki hamlesinden sonra ticari kredi faizlerinde üst limit yüzde 30’a düştü ama bu sefer de bankalar kredi vermekten imtina ediyorlar” dedi. Ekinci, “Özellikle ihracat ağırlıklı çalışan firmaların krediye erişimlerindeki sıkıntı, Merkez’in söz konusu adımından önceki döneme göre iki kat daha zorlaşmış durumda” diye konuştu. Süleyman ekinci sözlerine şöyle devam etti; “İki hafta öncesinde faizler daha yüksekti ama krediyi bir miktar da olsa daha rahat alabiliyorduk. Kamu bankaları kısmen de olsa işi çözüyor ama özel bankalar ‘fiyatlayamıyoruz’ ya da ‘genel müdürlükten onay bekliyoruz’ diyerek KOBİ dışındakilere kredi vermiyor. Son iki haftadır durum böyle.”

Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da yaptığı değerlendirmede, finansmana erişim sorununun sürdüğünü, hatta TCMB’nin son uygulamasından sonra kamu bankalarında ticari kredi faizlerinin 2,5-3 puan daha arttığını belirtti.

Zeytinoğlu, “Kamunun kullandırdığı kredilerde yüzde 6+1,5 komisyon + referans faizi ile toplamda yüzde 21 gibi bir faiz var. Bu oran, iki hafta önce yüzde 18-19’lar seviyesindeydi” dedi. “Bir banka yetkilisiyle yaptığım konuşma sonrası da herhangi bir gevşemenin olmadığını gördüm” diyen Zeytinoğlu, “Bir de mortgage faizleri düşük mesela ama alabileceğiniz maksimum para 250 bin TL. Hem devam eden finansman sorunu hem de sanayiye yapılan son elektrik ve doğalgaz zamları oldukça zorluyor” diye konuştu.

İş insanlarımızın dile getirdiği gibi hepsinin ortak görüşü sanayicilerimizin krediye ulaşamadığı, ulaşabilenlerin ise maliyetlerinin yüksek olduğudur. Kamu bankaları kredi konusunda daha esnek davrandıkları halde özel bankaların hedefe uygun davranmadıkları bir gerçektir.

Ekonomik büyümenin en önemli faktörlerinden biri olan üretim kalkınma için olmazsa olmaz kriter olduğuna göre üretim işletmelerinin faaliyetlerine devam edebilmesi, kolay finansman ihtiyaçlarını karşılayabilmelerine bağlıdır.

Bundan bir süre önce T.C. Merkez bankası başkanı Sn. Şahap Kavcı oğlu, sanayicilerin bir kısmının aldıkları krediyi amaç dışında kullanarak döviz aldıklarını ve yurt dışına para transferi yapanlar olduğunu ve dışarıya giden para miktarının 500 milyar dolar civarında olduğunu söylemişti. Eğer böyle bir eylem varsa ekonomi yönetimi zaman geçirmeden harekete geçmeli ve gerekli işlemler başlatılmalıdır. Çünkü alınan krediler halktan toplanan vergilerden oluşmaktadır ve hepimizin hakkı vardır. Böyle bir işlem hiç kimse tarafından kabul edilemez ve daha açık ifade etmek gerekirse vatana ihanettir ve vatan hainliğidir.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist